Yozgat Belediyesi ile İl Müftülüğü işbirliğiyle Çarşamba Söyleşileri devam ediyor. Yozgat İl Müftü Yardımcısı Aybala Tuğba Uzuner’in konuşmacı olarak katıldığı söyleşi Yozgat Belediyesi Eğitim ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Müftü Yardımcısı Uzuner katılımcılara ‘‘Allah’ı tanımak ve O’na İtaat Etmek’ konulu söyleşi yaptı.
Müftü Yardımcısı Uzuner, “Kur’an’ın Allah ve Resûlü’ne itaat konusundaki tavrı son derece açık ve nettir: “Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdiği zaman, hiçbir mümin erkek ve kadının kendi işleri konusunda tercih kullanma hakkı yoktur. Kim Allah"a ve Resûlü"ne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır” dedi.
Müftü Yardımcısı Uzuner sohbetinde şunları kaydetti:
“Peygamber Efendimiz de bir hutbesinde sarf ettiği şu sözlerle Allah ve Resûlü"ne itaatin vazgeçilmezliğine vurgu yapmaktadır:“… Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim onlara isyan ederse ancak kendisine zarar verir. Allah’a hiçbir şekilde zarar veremez.” Bu bağlamda bizlerden kendisine kulluk etmemizi isteyen Cenâb-ı Allah’ın, bu kulluk görevini îfâda olmazsa olmaz şartı, O’nun sonsuz güç ve kudretini tanımamız ve O’na iman etmemizdir. Böyle bir tanıma ve kabulden sonra O’nun emirlerine uymak ve yasakladıklarından kaçınmak suretiyle bu imanı ortaya koymak ise, itaattir. Bu noktada itaat; kulun, emirlere riayet etme ve yasaklardan kaçınma noktasında “İşittik, itaat ettik.” demek suretiyle Allah’a verdiği söze şuurlu bir şekilde uymasıdır.
İsyanın zıddı olan itaat, Allah’a teslim olmayı, saygı göstermeyi, ibadet etmeyi ve O’nun kitabıyla amel etmeyi gerektirir. Kuran’a göre bütün âlem mutlak güç sahibi Allah’a itaat etmektedir. Gerçek mânâda imanın kökleşmesi için insanın Yaratıcısı’na itaat etmesi gerekir. Bu nedenle Kuran, insanı Allah’a itaate çağırır. Mutlak mânâda itaat yalnız kâinatın yaratıcısı olan Allah"ın hakkıdır. Çünkü Allah, insanların Rabbi, ilâhı ve melikidir. İnsanlar da Allah’ın nimetleriyle hayatlarını devam ettiren, Allah’ın kullarıdır. Mutlak ve gerçek varlık sadece Allah’tır. Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Buyurma, yok etme, öldürme, diriltme, azap etme, mükâfatlandırma gibi işlerde O’nun hiçbir ortağı yoktur. O, istediği hususta istediği gibi tasarrufta bulunan, gerçek ve mutlak tek Yaratıcı’dır.
Bunun için kul kayıtsız şartsız Rabbine itaat etmelidir. Böyle bir Rab karşısında kulun O’nun bütün emir ve yasaklarına mutlak surette itaat etmesi tabiî bir durumdur. Diğer yandan Yaratıcı’nın, kullarından kendisine itaat etmelerini istemesi onların faydası içindir. Çünkü O’nun, kullarının itaatine hiç ama hiç ihtiyacı yoktur. Aynı şekilde O’na isyan eden kul da O’na hiçbir surette zarar veremez. Sadece kendisine zarar verir, yazık eder.
Kuran’da ve hadislerde Allah ve Resûlü’ne itaat konusu itaat, ittibâ (tâbi olma), imtisâl (emri yerine getirme), teessî (örnek alma) ve iktidâ (yoluna uyma, rehber edinme) kavramları çerçevesinde işlenir. Bu kavramların ortak özelliği, bilinçli ve gönüllü bir itaati ifade etmeleridir; taklide dayalı, şuursuz bir itaati değil, istekli, ihtiyarî ve şuurlu bir itaati! İtaat kavramlarının içerdiği bu mânâ, ilâhî öğretilerin beşerî sistemlerle arasındaki en önemli farklardan birisini de ortaya koymaktadır. Allah’a itaat onu bilmek ve tanımakla gerçekleşebilir. O’nu bilmek ve tanımak ise O’nun mesajına ulaşmakla mümkündür.
Bu bağlamda insanlara Allah’ın mesajını ulaştıran Peygamber"e itaat de kulu, Allah’a itaate yönlendirir. " Dedi HABER MERKEZİ
Allah'ın sevdiği insanlardan olabilmek
Bunlar da ilginizi çekebilir