Her yeni yıl geldiğinde başlar uzun uzadıya tartışmalar…
Sendikalar…
İşverenler…
Hükümet…
Genelde çıkan sonuçtan işçiler memnun olmaz.
İşverende memnun olmaz…
Sendikalar onlar hiç ama hiç memnun olmaz…
Asgari ücret belirleme komisyonu diye bir komisyon var.
Kimseyi memnun edemeyen…
Bir sonuç nasıl olursa konunun taraflarından birini dahi mutlu etmez.
Çok mantıksız…
Az verirsen işverenler memnun olur…
Çok verirsen sendikalar…
Bu işin tam ortası adaletli gibi gözükse de yine de memnun olunmaz…
Sistemsel bir yanlışlık var gibi…
İşçinin ücreti, emeği pazarlık konusu edilemez.
Hayat şartlarını etkileyen en önemli nokta enflasyondur.
Bağlarsın enflasyona artış oranını yoluna devam edersin…
Enflasyon yüzde 44 ise vereceksin abi milletin artışını…
Ama kulağı tersten gösterenler var.
Verdiğimiz artış 2025 de beklenen enflasyon oranı için olmalı deyip yüzde 17’leri söyleniyor…
O zaman otomatik artış düşüncesi çöpe gidiyor.
Zaten enflasyon oranlarını artık kimse çok sağlıklı bakmıyor.
Nedense emeklilere memura yapılacak artış zamanı birden düşüveriyor.
Artışlar bitince eski seyrine giriyor.
İşte tamda bu sene ipler kopacak…
Diğer maaşlara direk etki eden asgari ücret artışı en düşük seviyeden baz alınacak…
Küsuratlı rakamı da hükümet yukarı çekecek.
Zira Maliye bakanlığı enflasyonu düşüreceğim diye asgari ücret başta olmak üzere hiçbir ücretin artmasını istemeyecek.
Hatta çalışanların üzerinden alınan vergilerin oranları artıracaklar…
İşverenlere verilen destekler ya ortadan kalkacak ya da minimum seviyeye ulaşacak.
Doğal olarak tüm paydaşlar bunun sorumlusu olarak hükümeti görecek…
Hükümet partilerine ve doğal olarak Sayın Erdoğan’a tepkiler artacak.
Bu zaten önceden gören Sayın Erdoğan, gereğini yapmak üzere çok bile bekledi…
Gereğinin ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Çünkü tüm bu vergi politikaları, sıkılaştırma programları mevcut hükümetin altında pimi çekilmiş bomba gibi duruyor…
Enflasyon ile birlikte bu gidişle hükümette düşecek…
* * *
ENFLASYONLA MÜCADELE
SADECE VERGİLERLE Mİ OLUR!
Ülkemiz bir dönem vergi cennetiydi…
Şimdiler vergi cehennemi.
İkisinin ortasına nasıl olacağız.
İşverenden vergi toplarsın…
İşçiden vergi toplardın…
Gelir vergisi olur…
Gider vergisi olur…
Vergi dilimi olur…
Peşin vergi olur…
Taksitli vergiler olur…
Stopajın olur..
Emlak vergin olur…
Çöpün vergisi olur…
Kullandığın telefonun…
Aldığın arabayı zaten hiç saymıyorum bile..
Arabanın fiyatından daha çok vergi ödersin…
Benzinden vergi olur..
Evde kullandığın elektriğin suyun gazın vergisi olur…
Her hangi bir şey alırsan vergisi olur…
Herhangi bir şey satarsan onunda vergisi olur.
Arkadaş bu nedir ya…
İyi tamam …
Devlet bu vergilerle ayakta kalıyor.
Bu vergilerle köprüler yapılıyor…
İşçinin emeklinin memurun maaşları ödeniyor.
Bu vergilerle sağlıktan eğitimden ücretsiz faydalanıyoruz…
Neden devlet tüm sistemi topladığı ya da toplayamadığı vergiler üzerinden çözümlüyor.
Esasında bunun dışında da kaynaklar var.
Bunun başından da üretmek var.
Üretmek…
Üretmek…
Üretmek…
Neden bu konuya hiç girilmiyor.
Zor olduğu için mi?
Herhalde diğer seçenek daha kolay…
Bir yol daha yok mu?
Var…
Ama orası biraz emek istiyor.