ASLAN ATTIĞI YERDEN BELLİ OLUR!

Abone Ol

Selam sevgili okur…
Sanırım en çok bu yazımda sesli olarak ulaşabilmeyi tercih ederim sana… Çünkü zihnine değil kalbine ithafen yazıyorum bu haftaki yazımı. Biraz dertleşme de denilebilir aslında…  Çevre konusunda havadan sudan konuşmak için buluşuyoruz. Farkındalık kazanmaya empatide dahil…
Geçtiğimiz haftalarda “Dünya Temizlik Günü” kapsamında katılmış olduğum çevre temizliği etkinliği sonrasında “maalesef HALA sıklıkla karşılaştığımız o kötü manzara, doğaya saçılan çöpler” nedeniyle bu konuda yazma arzusu oluştu.
Onca üstadım varken benim gibi bir yeni yetmeye tecrübelerime dayanarak diye söze başlamak usulüme gelmez, tecrübe, gözlem, duyumlarıma diyebilirim ancak, bazı tespitlerim var değinmek istediğim. Bazı kalıplaşmış düşünceleri iyileştirmek istedim, belki açacağım  pencereden bakabilince düğüm çözülecek en azından çözülebilir olacak diyebilirim. 
Çevre konusu ile alakam yedi yılı mesleki olmak üzere on beş yıllık bir teknik hukukumun yanı sıra hayatım süresince gözlemlerim, katıldığım platformlardan edinimlerime dayanıyor. Aslında hayatın çok içinden başka başka konularla da köprü kurabileceğimiz ve öyle de bağlar kurulması gereken bir konu çevre.
Bir bakıma empati… 
İlk yazım o dönemimdeki mesai arkadaşlarım ile ilgili idi “Turuncu Pelerin”. Şimdi ise şuan ki mesai arkadaşlarımın görev alanını kapsar nitelikte. Mavi Kanatlar diye masalsı bir başlık atmadım ama şunu temin ederim kesinlikle masal kahramanlarından daha kahramanlar Temizlik İşleri Müdürlüğü biriminin temizlikten sorumlu personelleri… 
Konumuza gelecek olursam, ortalama bir aile yaşantısını gözünde canladır lütfen sevgili okur. 
Anneler her yeni güne kusursuz bir şekilde tüm aileyi hazırlar.Diğer aile bireyleri sorumluluk sahibi değilse anne çamaşır, bulaşık, temizlik gibi ihtiyaçları karşılar.
Evde yenilen paketli yiyeceklerin paketleri eve saçılmaz,  sigara içiliyorsa izmarit yere atılmaz, içilen suyun şişesi su bitince bir köşeye fırlatılmaz. 
Yani bir kural, bir edep vardır değil mi? 
Yahut bir iş yeri canlandır gözünde bir çalışma ortamı…
Yine aynı kurallar, düzen, nizam, edep gerek.
Yalnız yaşıyorsan dahi yerlere atmazsın atıklarını.
E sokaklar hepimizin? 
Duvarla çevrili olmayabilir ama çatımız gökyüzü… 
Hepimizin ortak alanı…
Açık alanlarda örneğin parkta bahçede çekirdek çitleyip kabuklarını etrafa saçan, pikniğini yaptıktan sonra kirlettiği alanı temizlemeden kalkan, arabasının camını açıp çöplerini dışarı fırlatan kesimden bazen şöyle hoş olmayan cümleler duyuyorum;
Temizlikçiler var, onlar temizlesin!
İşleri ne? Temizlesinler!
Bu işten para kazanan insanlar var, ben yerlere atmazsam onlar ne temizleyecek? Nasıl para kazanacaklar? Ben kirlettiğim için sayemde para kazanıyorlar!
E o zaman
Nasılsa doktorlar var kendimizi yaralayalım…
Nasılsa avukatlar var, suç işleyelim…
Nasılsa itfaiye erleri var, yakalım bu gezegeni!
O hoş olmayan cümleleri kuran kişilere rastladığında şu cümleleri kurmanı isterim senden sevgili okur;
“O şirkette görevli temizlik sorumlusu ağabeyimin, o kurumda istihdam edilen temizlik görevlisi ablamın, o belediyede çalışan temizlik personeli arkadaşımın görevi doğal kirlilikleri temizlemek.
Sen o izmariti atmasan da, 
o suyu içip şişesini fırlatmasan da, 
o muzu yiyip kabuğunu yol kenarına çevredeki insanların gözünün içine baka baka arsızca yere atmasan da o insanlar erkenden işe koyulup toz, toprak, çayır, çimen, yaprak süpürecek şehri, çalışma alanını mis gibi yapacak…”
 “Arabam kokmasın, kirli görünmesin.” diye arabanın temizliğini düşünen akıl,
nasıl oluyor da sokakların temizliğini düşünmeden camı açıp var gücüyle çöplerini dışarı fırlatabiliyor?
Hele ki yol kenarlarına!
Eve temizliğe yardımcı çağırıldığında “aman ben önden temizleyim de, pasaklıymış dedirtmeyim kendime” diyen aklın var olduğu bir coğrafyada nasıl böyle durumlar çıkabiliyor, gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum zaman zaman.
Hep şarkılar mı yeniden yorumlanacak(cover), ben de atasözünü yeniden yorumlayacağım.
Büyüklerimizin temiz, düzenli olmaya özendirmek için çocukluğumuzda bize aşıladıkları “Aslan yattığı yerden belli olur” diye bir atasözü var.
Aslan artık yattığı yerden değil, attığı yerden belli olur! 
Hala böyle uyarılarla karşılaşmak, bazı kesimlerimizin bu duyarlılığa erişmemiş olması senin gibi hassasiyetli kalpleri üzse de sevgili okur, el ele verip sağlayacağız bu çevre ahlakını ben inanıyorum. Ve bir dilekle sonunu bağlıyorum yazımın.
Lütfen kimse atıklarını yerlere atmasın, uygun atık kutusu bulana kadar yanında taşısın ve uygun atık kutusuna atsın.