Yozgat kış mevsimine doğru hızlıca yol alıyor.
Hazır mıyız?
Hazır olsak ne olacak, hazır olmasak ne olacak.
Baharı bekleyen kumrulardan değiliz ki…
Bu arada kışın en çok yakıştığı illerin içinde Yozgat’a var.
Çam ağaçlarının taşımakta zorluk çektiği karlar, dağların beyaz gelinlik giymiş halleri, kart postallık görüntüler ortaya çıkarmakta. Sıcak evin penceresinden çayınızı yudumlarken lapa lapa yağan kâr yağışını izlemek gibisi yok.
Kızıklarını ya da tepsilerini ya da poşetlerini kapıp rampaları dolduran çocukların neşesi de cabasıdır.
Kardan adam yapan, kapısının önünü temizleyen esnafımız candır.
Doğa da aç kalan yiyecek bulmakta zorlanan, kedisine, köpeğine, kuşuna sahip çıkan hayvan severlerimiz candır.
Fakir fukaraya erzak götüren, çoluk çocuk üşemesin diye bot alan gocuk giydiren hayırseverlerimiz candır.
Yollar kapanınca gece gündüz çalışan işçilerimiz candır…
Saymakla bitmez, yaşamadan bilinmez…
Tuzu kuru olan için kış keyiflidir.
Tuzu yaş olanın derdi büyüktür.
Kış da derttir, yaz da…
Lakin zaman akıp giderken herkes kendi kaderine aşık olmak zorundadır…
* * *
SON TARİH MESELESİ
Ülkemizde neredeyse her şeyin bir miladı var.
Uzun atlamacılar gibi devlet açıklıyor bu tarih son tarih diye…
Ama nedense o son tarihler nedense uzuyor…
Kafalar karışmasın bir örnekle açıklayalım…
Eski tip ehliyetler 2024 sonunda iptal olacağı neredeyse 10’larca ay öncesinden duyurulmuştu.
Değiştiren değişti…
Vakit yaklaşınca devlet yetkilileri bir baktı mevcut ehliyetli sayımızın çok azı bu değişikliği yerine getirmiş. Vatandaş mağdur olmasın diye son tarih olarak açıkladıkları tarihe yeni bir son tarih verdiler… muhtemelen o ada uzar…
Bundan öncede hep aynısı oldu.
Son tarih dediler…
Son tarih uzatıldı…
O son tarih de geldi…
Yine uzatıldı…
Ekmek musap çarpsın bu en son tarih dediler, bu tarihten sonra asla ekstra süre verilmeyecek dediler, ama yine yeni bir son tarih daha verdiler.
Meydanın müdavimi emekli insanlarımız dediği gibi “sallandıracaksın bir iki tanesini bak bir daha yapıyorlar mı” tüm olayları çözen bu repliği bir uygulasak acaba ne olurdu.
Bir de artık bu alışkanlık haline geldi…
Nasıl olsa süre uzar.
Hal böyle olunca vatandaş koşullanıyor…
Rahatlıyor…
Rehavete kapılıyor…
Benim gibi saftirikler de aylar öncesinde son tarih sorunsalını yaşamadan ehliyetimi değiştiriyorum.
Ama şimdi kendimi enayi gibi hissediyorum.
Kandırılmış hissediyorum…
Kimse kusura bakmasın ama bu son tarih olayı tam bir Türk işi haline dönüştü.
Devletin bu olaya bakışı “vatandaşım mağdur olmasın”
Benim bu olaya bakışım “ devletin inandırıcılığının, kararlılığın yitirilmesi”
Nasıl olsa uzatacaklar ne gerağa var…
Benim kafama takılan bu durumun rahatsızlığını umarım birlikte yaşarız…