Bizim ahali 31 Mart'a endeksliydi.
1 Nisan sabahı heyecanlıydı.
Başlangıç diyen...
Yeni dönem için umut besleyen vardı...
Memnuniyetlerini.
Mutluluklarını.
Ortaya koyan vardı.
Bu işin bittiğini sanıp.
Alkış tutan vardı...
*
Siyasi...
*
Bizim ahalinin yanlışı.
Bakış noktası.
Görmek istediğine daldığından.
Safını.
Tarafını belli edip.
Siyasal ayara girdiğinden.
Gerçekleri kabul etmiyor.
Yazıldığında da.
Atışa geçip.
Zihniyete dalıyor.
*
Ne yaparsınız?
Bizim ahali ile alakalı değil.
Ama, ahaliyi ilgilendiriyor.
Kendisini.
Eşini.
Çocuğunu.
Torununu.
Velhasılı sülalesini...
Nasıl?
*
Yozgat’ın kanayan yarası bürokrasi değil mi?
Evet.
Bürokrasi işine geldiği gibi ilerliyor mu?
Evet.
Bürokrasi siyasal mı?
Evet.
Bürokrasi ahşap çavuş ilişkili mi?
Evet.
Bürokrasi makamı işgal eden değil mi?
Evet.
Bürokrasi Yozgat’a engel mi?
Evet.
Bürokrasi siyasetçiyi kandırıyor mu?
Evet.
Bürokrasi yalan, yanlış bilgilerle iş yürütüyor mu?
Evet.
*
Peki...
31 Mart'ta veriler oylar.
Yerel yönetim olsa da...
Bürokrasi endeksli değil miydi?
Beklenti bu değil mi?
*
Bizim ahalinin verdiği ‘oy’ların karşılığı hesap sormaktır aslında.
Bizim ahali çıkıp, bürokrasiye hesah sormalıdır.
*
Söyledim, yine söylüyorum.
‘Oy’ verirken ‘hesap’ gören vatandaş.
Bürokrasiye de aynı hassasiyeti gösterip.
Kendi geleceğinin hesabını da sormalı.
*
Gelen ağam, giden paşam mantığının.
'İyi adam' yaklaşımının...
'Bizdendir' anlayışının.
Kime, ne faydası olacak?
Ben, sonuca bakarım.
Ben Yozgat'ı düşünürüm.
*
Bürokrasi endeksli zihniyet.
Yozgat’ı bitirecek.
Anlatabildim mi?