GÖRÜNTÜ...

Abone Ol


Lafa geldiğinde herkes bir...
Uygulamaya geçtiğinde herkes dağınık...
Birlikten başlayan cümlelerin...
Noktası ayrılıkla bitiyor.
İyi mi?
*
Toplum mevzusu deyip.
Kişiselleştirilen hedefler.
Menfaat.
Çıkar.
Anlayışlarını yansıtıyor.
Yok deseniz de.
Adamın biri çıkıp.
Göster dediğinde.
Görürsün, asıl mevzuyu.
*
Hani derler ya.
Biz kırk kişiyiz.
Birbirimizi biliriz.
Anlayın.
*
Yozgat’ın birliğe.
Beraberliğe.
Bütünlüğe.
Paylaşmaya ihtiyacı var.
Maalesef bunlar sağlanmadığından.
İleriye dönük açılım.
Proje.
Program çizilemiyor.
Çizelenler de belli noktadan öteye gitmiyor.
*
Birilerini şişirip.
Toplum önüne kurturacı olarak gösterenler.
Kendileri kapı dışarı bırakıldığında.
Atışa geçip.
İrlandalı rolüne bürünüyor.
Dış yüzüyle gülücükler saçıp.
İç yüzüyle ‘beddua’ edecek kadar düşenler.
Elbetteki gelişimin.
Kalkınmanın.
İlerlemenin önündeki en büyük engel.
Gariptir.
Her şeye rağmen bunlar ‘akil adam’ 
kılıfıyla.
Yönlendirme.
İdare etme.
Danışma merkezi gibi.
El üstünde duruyor.
*
Eeee.
Ne ekersen, onu biçersin.
Mevzu bu kadar basit.
*
Yozgat için bir çırpınış var.
Siyasetçisi.
Bir kaç bürokratı.
Parmak sayılarından az STKsı.
Meslek temsilcisi.
Mücadele ediyor.
Ama.
Çoğunluk ters çalıştığından.
İçten içe istememezlik yaptığından.
Birlikteliği hiç ettiğinden.
Beraberliği bozduğundan.
Bütünlüğe kastettiğinden.
Toplumsal düşünceler.
Toplumsal fikirler.
Bir anda.
Farklı yöne kayıp.
Kişisel boyutta sonuçlanıyor.
Doğrular yanlış.
Yanlışlar doğru algılanıp.
Gündeme sunuluyor.
*
Yozgat’ın iki farklı görüntüsü var.
Bir gerçekte var olanlar.
Bir de gizlenmiş gerçekleri.
Hiç bir şey göründüğü gibi değil.
Anlatıldığı gibi hiç değil.
Yani.
Görüntü toplumsal anlatılsa da.
Kişisel çıkarlar daha önde.
Anlatabildim mi?