Dönemsel olarak yapıldı.
Halkla içi içe olmak.
Dertlerini dinleyip.
Beklentilerini almak.
Taleplerine kulak verip.
Ortak amaçla birlikte.
Devlet-vatandaş kucaklaşmasını sağlamak.
Sonuç.
Geçmişe bakarsanız.
Bugünü görürsünüz.
*
Vatandaşın talebi belli.
Genci, yaşlısı.
Kadını, erkeği.
Öğrencisi, gezeni.
Durumuna göre derdini aktarıyor.
Kısa vadede olanlar çözülüyor.
Uzun vade.
Bekle gör.
Anlayın.
*
Devlet millet buluşması.
Kucaklaşması.
Karşılıklı iletişime geçmesi.
Anlaşılır.
Lakin, sorun mevzusuna geldi mi?
İş değişiyor.
Mesele farklı bir noktaya gelip.
Siyasallaşabiliyor.
*
Temel sorun.
Ya da gündeme gelmesi gereken.
İletişim.
İşte halk günlerinin ama teması olmalı.
İletişimden kopuk.
Yandaş.
Grup.
Ayrıştırıcı zihniyetin öne çıktığı bir
yerde.
Halk günleri belli kalıp içerisinde.
Belli bir noktada kalır.
Bir süre sonra artık ‘angarya’ya dönüşür.
*
İletişim dedik ya.
Bugün halkın muzdarip olduğu.
Ama anlatamadığı sorunlar.
İletişimle çözülecektir.
*
'Ben böyle istedim' mantığının.
'Kanuna', 'yasaya', yönetmeliğe
uyarlanması.
Bildiğini okuyan zihniyetin.
Farklı bir 'çiftlik' oluşturma gayretinden öteye gitmez.
*
Halk günü toplantılarına farklı bakarım.
Rutine bağlansada.
Kalıpsal olsada.
Belli bir sistemin içerisine getirilse de.
Halkın kendini anlatması.
Halkın taleplerini aktarması.
Halkın öne çıkması.
Halkın, varlığının hissedilmesini
önemserim.
*
Halk günü.
İletişim sorunu çözümüdür.
*
Yozgat bundan çok muzdarip olmuştur.
Halende yaşamaktadır.
Sorun.
Karşılıklıdır.
Siz vatandaşa ne kadar gelirseniz.
Vatandaşta size o kadar gelir.
Ana çizgide burasıdır.
*
Bürokratik yaklaşımların.
Siyasal bakışların.
İletişimsizliği.
Halktan uzak durmanın.
Bildiğini okumanın yansımasıdır.
Anlatabildim mi?