İLK ATAN SEN OLMA!

Abone Ol

Bu slogan benim içselleştirdiğim bir slogan olduğu için mi bilmem ama çok seviyorum. 
Heyecanla kullanacağım anı bekliyordum kısmet köşe yazımaymış. Tabi ilk atan sen olma deyince hımm birileri atmış ben de atayım deme elbet.
İlk atan sen olmazsan hiç kimse atmaz. 
Neyden mi bahsediyorum? İlerleyen cümlelerde açıklayacağım.
Sigara kullanımının sağlığa zararı olduğu kadar izmaritlerinin de çevreye, denizlere, toprağa, suya zararı azımsanmayacak ölçüde. Ülkemiz ne yazık ki en yüksek sigara içme oranına sahip ülkelerden biri ve haliyle izmarit atıklarının da en çok olduğu kaçınılmaz durumlar arasında.
Bazı dünya ülkelerinde üniversite / araştırma enstitüleri vb. yerlerde izmarit atıklarının geri dönüşümleri ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılmış. 
Örneğin Avusturalya’ da Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsü’nde araştırmacılar asfalta izmarit atıkları ekleyerek sistemin atık sorununu büyük ölçüde çözmekle kalmayıp ısı iletkenliği düşük olan ve daha dirençli asfalt üretimi için bir formül geliştirmiş. Brezilya'da Brasilia Üniversitesi ile Votorantim şehrinde sigara izmaritlerini kağıt üretiminde kullanılacak bir hammaddeye dönüştürmüş. 
Bizim ülkemizde bildiğim kadarıyla bu konuda bir çalışma yok ve zaten benim dikkat çekmek istediğim konu izmaritlerle ilgili bizlerin vatandaş olarak çevremize karşı almamız gereken sorumluluklar. 
Sizce insanları iyi ya da kötüyü yaparken harekete geçiren şey nedir?
Günümüzden yıllar önce 1969 yılında Stanford Üniversitesi’nde görev yapan Psikolog Philip Zimbardo’nun Bronx ve Palo Alto adında ki iki farklı yerleşim yerine plakası olmayan birer araç bırakarak başlattığı ve birçok konuyla bağlantısını kurabileceğimiz deneyden bahsederek mevzuya girelim. 
Deney amacıyla bırakılan Bronx’ ta ki aracın radyatörü ve bataryası o bölge sakinleri tarafından sökülüyor ve birkaç gün içinde araçta değeri olan ne varsa tamamı başka başka insanlarca çalınıyor, camları kırılıyor döşemeleri yırtılıyor, araç parçalanıyor ve neredeyse tanınmaz işe yaramaz hale geliyor; diğer plakasız aracın bırakıldığı Palo Alto’ da ise araca 1 hafta boyunca kimse dokunmuyor ta ki deneyi yapan kişilerce kasıtlı bir şekilde aracın bir kısmına balyozla zarar verilene kadar. 
Bu balyoz darbesinden sonra bir hafta boyunca sahipsiz araca dokunmayan toplumun psikolojik dürtü ve heves ile araca zarar vermeye başladığı gözlemleniyor.
Sosyal Bilimciler James Q. Wilson ve George L. Kelling ‘in 1982 yılı mart ayında Atlantik dergisinde yayınlanan Kırık Camlar makalesi ile de bu psikolojik durum şu şekilde ele alınmıştır;
Pencere camları kırık olan bir bina, kırık camlar tamir edilmediği sürece birileri tarafından kırılmaya ve hor kullanılmaya maruz kalır. 
Bina boş ve sahipsiz ise metruk hale getirilmeye kadar gider.  
Kenarına çöpler bırakılmış bir kaldırım düşününün. Elinde çöp olan herkes o kaldırıma kendisinden önce çöp atıldığını gördüğünde, oranın çöp alanı olduğunu düşünür ve kendisindeki çöpü de oraya bırakır. Yani ilgilenilmeyen herhangi bir şey, bu şey bazen kırık camlar, bazen çöplerle kaplanmış kaldırım, bazen izmaritlerden görünmeyen bina girişleri ne yazık ki “kirletebilirim çünkü umursanmıyor.” izlenimi verir ve bazen bu durum kitle psikolojisinin tetiklenmesiyle kurallara dikkat eden kişileri bile bu umursamazlığa itebilir. 
Bizi iyi ya da kötüyü yaparken harekete geçiren şey nedir sorusunun belki birden fazla cevabı olabilir fakat sorunun beni şu an ilgilendiren ve önemli bir detay olduğunu düşündüğüm cevabı; kitle psikolojisi. Tecrübeyle de sabit...
Demem o ki izmariti yere ilk atan kişi olup “Aa nasılsa yere atmışlar ben de atayım.” dedirtmek yerine
“Buralar tertemiz yerlerde izmarit yok herkes çöpe atmış bende çöpe atayım.” dedirt.
Uygun atık kutusu bulamadığında cebinde taşı, çantanda taşı arabanın müsait bir kısmında taşı ve herkese bunu anlat ve lütfen
 “İLK ATAN SEN OLMA!”