Hayırlı ramazanlarınız olsun.
Nasılsınız…
Nasıl gidiyor.
Umarım iyisinizdir.
Beni soracak olursanız ki sormayın bu yazı olayı beni oldukça zorluyor.
Çalışmak zor değil…
Fikir üretmek zor.
Beden işçisine sormasan o da zor der kendisine.
Çetin bey de sağolsun hiç dirlik vermiyor.
Yaz da yaz.
Bana bu kadar sıkışık bir hayat tarzında işler oldukça zor.
Söylemesi ayıp sahur olayından dolayı sabahları güne erken başlayamıyoruz.
Sonrasında okuldaki mesaimize başlıyoruz.
Öğle arasında bu yazı olayı var.
Akşama doğru pidemiz var.
Sonrasında iftar telaşı…
Peşinden varsa bir kare olayı yoksa tiyatro provamız o da yoksa Survivor…
Yatmadan önce mutlaka Hz. Yusuf dizisinden kesitler…
Biraz leyla mecnun…
Belki kurtlar vadisi…
Diğer dizilerden kesitler…
Sahura hazırlık.
Sonra ertesi gün neredeyse aynısı…
Çok rutin bir hayat.
Ve rutin bir hayatı çok severim.
Tüm köşeleri belli.
Hiçbir sürpriz yok.
Oh mis gibi…
Ruhumuz böyle…
Bazıları ise tam tersi…
Sürprizler olsun.
Değişik şeyler olsun.
Her gün farklı olsun.
Hiç sıkılmayalım …
Bu da bir çeşit insan.
Hiçbirinde yanlış yok.
İnsan kendi hayatına uygun olan bir yaşamı yaşamalı.
Başkasına uymaya çalışırsan olmuyor.
Ya da başkasını değiştirmeye çalışmak gibi.
Demem o ki ramazan maneviyatı bir tarafa bırakacak olursak esasında ramazan bir rutinliktir.
Normal hattında rutinleri olan kişiler oldukça rahat ederler.
Ama hayatında heyecan isteyen ve sürekli değişim olsun diyenler oldukça zorlanıyordur.
Siz benim hayat bilgisi verdiğimi düşünmeyin.
Ve referans almayın.
Sadece kendimden yazdım.
Bir genellemem ya da çıkarım yok.
Zira fetvaya girer diye korkuyorum.
Tüm bunlar kosmosun oyunu.
Kosmos bizimle eğleniyor.