Yozgat zor şehir.
Bir o kadar da yaşaması basit.
Görmeyeceksin.
Duymayacaksın.
Konuşmayacaksın.
Menfaatine geldiği gibi davranacaksın.
Çıkarını.
Bencilliğini.
Egonu.
Düşüneceksin.
Geriye bakmayacaksın.
İleriyi düşünmeyeceksin.
Mücadele edeni.
Çırpınanı.
Üreteni.
Aşağı çekeceksin.
Az iş çok laf yapacaksın.
Karalayacaksın.
İftira atacaksın.
İtibar suikastliğine soyunacaksın.
*
Yozgat zor şehir dedik ya.
Hiç bir şey bilmeyip.
Her şeyi bilenlerin şehri.
*
Yozgat’ı yaşamak.
Yozgat’ı anlatmak.
Yozgat bir adım öteye götürmek.
O kadar kolay değil.
İmkansız hiç değil.
Mesele.
Yozgat’ın gerçekleriyle yüzleşmek.
*
Sorunu belli.
Çözümü de.
*
Öncelik zihniyet değişimini sağlamak.
Yani.
Oturduğu yerder ahmak kesmeyi bırakarak.
Çalışmayı ön plana çıkarmak gerek.
Sonra.
Beyin göçünün önüne geçecek.
Ortamları.
Projeleri.
Planları hazırlayarak.
Gelişime ivme kazandırmak lazım.
*
Zor değil.
Zoru yapan yine Yozgat’ın kendisi.
Ekonomik sorunlara rağmen.
Adımı atmayan yine toplumun kendisi.
Yapısal hale gelen.
Tembelliği.
Çalışmamazlığı.
Oturduğu yerden kazanmayı.
Oturduğu yerden ahkam kesmeyi.
İlke edinip.
Uygulamay koyan da toplumun ta kendisi.
*
Şimdi şikayet ediliyor.
Yozgat'a dair yanlışlar üzerinde duruluyor.
Her şey olur.
Her şey normal.
Olur abicim olur.
Siz, para kazanmayı.
Kolay hale getirirseniz.
Fazlası da olur.
*
Yozgat için çırpınmak.
Yozgat için gayret göstermek.
Yozgat için kilometrelerce dolaşmak.
Pek fayda getirmez.
O yüzden.
Saat kulesi çevresinde gezmek.
En azından başlangıç için yeterli olur kanısındayım.
Zira.
Burasını çözerseniz.
Gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Anlatabildim mi?