Gençlerin yaşamında birer dönüm noktası olan sınavlar öncesinde ortaya çıkan aşırı stres ve kaygı olumsuz sonuçları da beraberinde getiriyor. Yıkıcı etkiye sahip yüksek kaygı düzeyi ile baş etmek için sınavlardan önce bazı önlemlerin alınması gerekiyor. 
Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar,  sınav kaygısıyla ilgili bilgi verdi ve uyarılarda bulundu. Sınav stresi ile başa çıkma yollarının çok basit şekilde uygulanabileceğini ve etkisinin büyük olacağını dile getiren Rektör Yaşar, stresi azaltan en önemli egzersizin derin nefes alıp vermek olduğunu altını çizdi.
Sınav dönemlerinin genç bireylerin hayatında önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Rektör Yaşar,  çoğu zaman  sınavların yoğun bir stres kaynağı haline geldiğine vurgu yaptı.
DOĞRU YÖNTEMLERİ
KULLANIN
Öğrencilerin hem akademik hem de duygusal yüklerle başa çıkabilmesi için doğru yöntemleri kullanması büyük önem taşıdığının altını çizen Rektör Yaşar, “Sınav stresiyle baş edebilmek, planlı ve düzenli bir çalışmayı gerektirir. Dağınık bir çalışma şekli, hem öğrenme sürecini zorlaştırır hem de kaygıyı artırır. Bunun yerine, günlük bir plan oluşturmak, ders konularını parçalara ayırarak çalışmak ve aralarda dinlenmeye zaman ayırmak stresi büyük ölçüde azaltabilir. Ayrıca, verimli bir çalışma için beynin en temel ihtiyaçlarından biri olan uyku düzenine dikkat edilmesi gerekir. Yeterince uyuyamayan bir zihin, odaklanma problemleri ve kaygı düzeyinde artış yaşar. Dengeli bir beslenme de bu süreçte göz ardı edilmemelidir” dedi.
BAŞARISIZLIK 
ALGISINA 
KAPILMAYIN
Rektör Yaşar, öğrencilerin sınav dönemlerinde başarısızlık algısına kapıldığına vurgu yaparak, önerilerde bulundu.
Rektör Yaşar, şunları kaydetti:
“Sınav stresiyle baş etmenin bir diğer yolu ise nefes egzersizleri ve farkındalık teknikleridir. Stres anlarında derin nefes almak, vücudu gevşetir ve sakinleşmeyi sağlar. Dört saniye boyunca derin nefes alıp yedi saniye tutarak sekiz saniyede nefes vermek gibi basit bir yöntem bile zihinsel rahatlama sağlar. Ayrıca, öğrencilerin bu dönemde sık sık karşılaştığı “Ya başarısız olursam?” gibi olumsuz düşüncelerle baş etmeyi öğrenmesi de önemlidir. Bu tür düşünceler yerine, küçük hedeflere odaklanarak her adımda ilerlediklerini fark etmeleri ve başarılarını kutlamaları daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.”
AİLELERE 
ÖNERİLER
Ailelerin öğrencilerin üzerindeki baskıyı hafifletecek davranış içerisine girmeleri gerektiğine değinen Rektör Yaşar, “Aileler, bu süreçte öğrencilerin en büyük destekçisidir. Ancak iyi niyetle yapılan bazı davranışlar farkında olmadan öğrenciler üzerindeki baskıyı artırabilir. Bu nedenle, ailelerin çocuklarına empatiyle yaklaşması ve sabırlı olması büyük önem taşır. Çocuğun yaşadığı stresi küçümsemek yerine, onunla konuşarak duygularını anlamaya çalışmak ve “Başarılı olacağına inanıyorum, elimizden geleni yapıyoruz” gibi motive edici sözlerle destek olmak etkili bir yaklaşım olacaktır. Ailelerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta da, çocuklarının sadece akademik başarılarına değil, bu süreçte gösterdikleri çabaya değer verdiklerini hissettirmeleridir. “Ne kadar çalıştığını görüyorum, seninle gurur duyuyorum” gibi ifadeler, öğrencilerin üzerindeki baskıyı hafifletir ve kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlar.
Elbette sınavlar hayatın önemli bir basamağıdır, ancak sadece bu süreçle tanımlanmamalıdır. Öğrenciler, bu yolculukta kendilerini değerli hissetmeli ve ailelerinin sevgi dolu desteğini yanlarında bulmalıdır. Sınav başarısı, hayat başarısının yalnızca bir parçasıdır; esas önemli olan, bu süreçten sağlıklı ve güçlü bireyler olarak çıkabilmektir. Ailelerin ve öğrencilerin bu bilinçle hareket etmesi, sınav dönemlerini daha kolay ve keyifli bir hale getirecektir” diye konuştu.                      ÇETİN MERMERTAŞ