Kar yağdı.
Şükür dedik.
Lakin hevesimiz kursağımızda kaldı.
Beklediğimiz ve uzun zaman kalacağını hayal ettiğimiz beyaz örtü çabucak geçti gitti.
Allah’ın izniyle devamı gelir.
Barajlardaki doluluk oranı kritik seviye geldi.
Ab-ı Hayat…
Nan-ı Aziz gibi…
Tedbirsiz gidiyoruz uçurumun kenarına…
Bu öğle kovid belası gibi de olmaz.
Benzine de benzemez.
Adımı sırt üstü devirir.
Ülkeleri savaşa sürekler.
Kardeşi kardeşe vurdurur.
Ülkemiz maazallah iki konu da müsrif…
Kadir bilmez…
Kıymet bilmez.
Oysa dinimizin temeli değil midir israf?
Boşa akan musluklar gibi boşa giden zamanımız.
Çiçeklere gösterdiğimiz özeni insan hayatına göstermiyoruz.
Kapıda ki tehlikeyi bizim kapımıza gelinceye kadar görmezden geliyoruz.
Geçtik zamanın adamlarından, gelecek nesillere eğilmek lazım.
Bu bilinci onlara vermek.
Geri dönüştürmeye çalıştığımız poşetlerden daha önemli…
Bugün belki yırtarız kefenin ağzını.
Lakin yarın çok geç olabilir.
Karneyle dağıtılır damacana sular.
Hafta da bir kez verilir haneye sular.
İnsanlar şehir değiştirir.
Tarlalar sulanmaz.
Çıkılan yağmur dualarının sayısı artar.
Bu gidişle biz görmesek bile çocuklarımız susuzluk belasıyla boğuşur.
Yeni bir yüzyıla tok ama susuz girebiliriz.
Başımıza bunun gelmesi çok uzak bir ihtimal olmasa gerek.
Her neyse…
Böyle sorunların alıcısı yok.
Benimkisi de suya yazmak gidi…
İpe un sermek gibi…
Dikkat çekmek istedim.
Dikkatinizi de çekemediğimi biliyorum.
Yaptırımlar…
Yüksek faturalar…
Zorunluluklar ancak bizi kendimize getirir.
Seçimlerin bitmediği ülkemizde “ucuz su” politikası hiçbir zaman bitmeyecek.
Mamafih sorunlarımızda…
TOK AMA SUSUZ...
Soner TUMGAN
Yorumlar