Bazı belediyelere kayyum ataması yapıldı.
Malumunuzdur.
Belediyeye kayyum atamak nedir?
Belediyede şayet işler yolunda gitmiyor veya kanunsuz bir takım işler olduğunda ilgili bakanlık “ bu böyle olmaz seni görevden alıyor yerine kamu görevlisi atıyorum” diyor.
Aynı şey bazı özel kuruluşlarda da olabiliyor.
Hatta bazı sivil toplum kuruluşlarında.
Biz belediyelerdeki kayyum atamalarına bakalım.
Genellikle terör örgütleri ile iltisaklı başkanlar üzerinden haberler okuyoruz.
Kimse terör örgütüne mensup ya da iltisaklı kişilerin başkanlık koltuğunda oturmasından memnun olacak hali yok.
Lakin belediyelere kayyum atama süreci artık kanuni bir zorunluluktan daha çok siyasi bir hareket olarak algılarımızda yer edinmeye başladı.
Sanki uygulama da bir takım noksanlıklar var.
Hem öncesi için…
Hem sonrası için…
Konunun direk lehte ve aleyhte duran kişiler için durum çok net.
Bunun dışında kalan kitlenin ise sorduğu ciddi sorular var.
Birincisi madem başkan seçilen kişi terör örgütleriyle haşır neşir nasıl oluyorsa seçime girebiliyor.
Kişi daha düne kadar hiçbir suça karışmamış hatta adli sicil kaydında bir çizik bile yok.
Karşı partiden olduğu için mi bunca şey.
Yüksek seçim kurulu için mahkeme kararıyla sabitlenmemiş hiçbir suçu ya da soruşturmayı adaylık önünde bir engel olarak görmüyor.
Seçildikten sonra kabarık bir suç kaydı çıkması bazı kişilere çok samimi gelmiyor olsa gerek.
Ama devletin ilgili kurumları diyor ki hayır senelerce kanunsuz bir faaliyetin içinde olmuşlar diyor ve
delilleri neyse de ortaya koyuyor.
O zamanda şu deli soru aklımıza geliyor madem bu kişide sıkıntı vardı niye bugüne kadar beklediniz.
Git tutakla, mahkemeye çıkar falan filan…
İşte bu kamu vicdanında kafa karıştırıcı bir durum.
Oturmayan bazı şeyler var.
İkinci bir durumda her ne sebep olursa olsun halkın oylarıyla seçilmiş birisinin yerine atanmış bir ismin başa geçmesi…
Tamam, siz belediye başkanı hakkında bir hükme vardınız.
Öncesi için bir şey yapmadınız…
Ya da tüm bu suçlamalar seçimden sonra çıktı.
Buda kabul.
Ama bu seçmen sadece belediye başkanını değil aynı zamanda şehri, ilçeyi yönetecek meclisi de seçti.
Halk meclise aynı zamanda başkanı seçme yetkide veriyor.
Meclis kendi başkanını seçsin.
Demokrasi dediğimiz şey bu değil mi zaten?
Siz niye kafanıza göre birilerini atıyorsunuz diye düşünebiliyor…
Anlaşılan o ki bu kayyum meselesine de diğer tüm meselelerimiz gibi bir güncelleme gelmesi gerekiyor.
Kafalarda soru işareti kalmaması için, toplum yapılan işleme karşı suizan hissetmemesi gerekiyor.
Kanunların emrettiği şeyi herkes için sağlıklı bir şekilde uygularsanız kafada hiçbir soru kalmaz.
Aksi takdirde yaşanan tüm bu olaylar sadece siyasi çerçevede algılanır.
O zamanda gerçek suçlularla masumlar aynı torbaya atılır.
İşin özeti şudur.
Bir konu için Necip Fazıl’ın bir adam yaratmak adlı eseri ile Aziz Nesin hikâyesi arasında sıkışıp kaldık.
Bir kesim “bu teröristleri bandırmayacaksın” diyor…
Bir kesim “ bu teröristleri nasıl başkan yaptınız nerde bu devlet” diyor
Bir kesim “ seçimle kazanamadığınız yerlere siyasi operasyon yapıyorsunuz” diyor.
Kim haklı…
Kim haksız…
Kim işini tam yapıyor.
Kim işini natamam…
Hepsini Allah bilir.
Bana soracak olursanız ki sormayın bilgimin olmadığı bir şeyde fikrim de doğal olarak olmuyor.
Sizden de ricam metni okuyana göre değil anlatısına göre değerlendirin.