Selam Sevgili Okur,
Günlük hayatımızda en sık kullandığımız ve üç temel besin maddesinden biri olan yağdan ve dolayısıyla atık yağlardan bahsedeceğim.
Pek çoğumuzun sofralarının vazgeçilmezi kızartmalar, bahsederken bile iştahlandım ama bildiğimiz üzere kızartmalar çok da masum değiller. Sağlığımızı tehdit ettiği gerekçesi ile de birçok alternatif sunuluyor, aman efendim fırında yağsız ızgaralar, buharda pişirmeler, azıcık yağ ile daha lezzetli sonuç alınabileceğini iddia eden mutfak aletleri vesaireler var…
Tabi ki bizim konumuz kızartmaların sağlığa etkisinden ziyade kızartma işleminden sonra arta kalan atık kızartma yağlarının doğru yönetilmediğinde çevreye verdiği zarar.
Bireysel çevre farkındalığı konuşurken hep söylerim; evlerde atık yönetimi mutfakta başlar. İlerleyen süreçlerde bu konuyu farklı türler üzerinden yine konuşacağız tabi ama bugün (sağlıksız olduğu için çekinerek söylüyorum) o leziz kızartmalara can veren kızartma yağlarının sağlımız dışında nelere zarar verdiğini ve atık kızartma yağlarını nasıl yönetmek gerektiğini konuşalım.
Kızartmamızı yaptık belki sağlımız açısından sakıncalı olmasına rağmen tekrar tekrar kullandık ve nihayetinde elimizde bir miktar atık kızartma yağı kaldı. Uygun olmayan muhtemel senaryo kalan yağın “boru hatları zarar görmesin” düşüncesi ile soğutulduktan sonra lavaboya dökülmesi. İyi ama bu şekilde belki kızgın yağın boru hatlarına zarar vermesini önlemiş oluyoruz ama atık yağın tek zararı bu değil ki! Dren sistemine sıvanan yağlar boru cidarına tutunarak zamanla katman oluşturup borunun daralmasına sebep olurken kanalizasyon içerisindeki diğer atıkları tutarak atıkların birbirine yapışmasına dolayısıyla tıkanıklığa sebep olarak kanalizasyon sisteminin kullanılamaz hale gelmesine sebep oluyor. Atık su arıtma tesislerinde de arıtma işlemlerini güçleştirip işletme maliyetinde artışa sebep olur.
Bitti mi? Hayır bitmedi…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ’nın ulaşılabilir en güncel verilerine göre bir yılda gıda amaçlı 1.5 milyon ton bitkisel yağ kullanılıyor ve bu yağdan da yaklaşık 350 bin ton atık yağ oluşuyor. Üretildiği andan itibaren uygun şekilde yönetilemeyen ve dolayısıyla atık suya karıştırılan atık yağlar arıtılamadığında denizlere, göllere ve akarsulara ulaşıyor ve su yüzeyini kaplayarak hava ile suyun arasındaki oksijen transferini engelleyerek kirliliğe sebep olarak o ortamda yaşayan canlılığa zarar veriyor. Bir diğer istatiksel veriye göre de 1 litre atık yağ 1 milyon litre içme suyunu kirletme potansiyeline sahiptir.
Ne Yapmalıyız?
Peki 1 litresi bile belki tahmin bile edemeyeceğimiz ölçüde çevreye zarar veren atık yağların doğru yönetimi için ne yapılmalıyız? 1 damlasını bile lavabolarımızdan geçirmeyeceğimiz konusunda artık anlaştığımızı düşünüyorum. Yağı kullandınız ve artık tava/ tencere vb. içerisindeki o yağ ile işiniz bitti, şişeye ya da kaba aktarılacak miktarda değil; peçete ya da benzeri emici bir malzeme ile bir güzel sıyırıp çöpe öyle atabilirsiniz. Miktarca fazla ve öyle peçeteyle falan baş edilebilecek kadar değilse de atık yağlarınızı sızdırmaz plastik kaplarda biriktirip varsa yaşadığınız yerde size en yakın atık getirme merkezine bırakabilir yoksa da bulunduğunuz il/ ilçe belediyesi ile iletişime geçerek belediyenin ya da yetkili kıldığı firmanın yönlendireceği şekilde atık yağ toplama sistemine iletebilirsiniz.
Belki teşvik edici sürpriz hediyelerle de karşılaşabilirsiniz…
Ama unutmayalım ki bizler için doğru atık yönetiminin en teşvik edici kısmı, gelecek nesillerimize tertemiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak…
Haftaya görüşmek üzere!