Bize has bir şey olsa gerek. 
Alışkanlıkta olabilir. 
Dünyanın ‘kendi’ çevresinde dönmesini isteyenlerin. 
Toplumsal yaşam içerisinde ‘kaybediş’lerini görmekte zor olmasa gerek... 
Dünü unutup. 
Geldiği noktayı bırakıp. 
Havada gezenlerde. 
Bugün ‘silin’menin ucundalar. 
Kim bilir? 
Farkındadırlar. 
Ama. 
Ego işte. 
Kibir. 
Bencillik. 

Yozgat neden böyle? 
Yıllardır tartışılır. 
Çözüm bulmak için değil ha... 
Laf olsun. 
Ses çıksın diye. 
Yoksa. 
Herkes halinden memnun. 
Menfaat. 
Çıkar. 
Kişisel gelişim.
Yandaşçılık. 
Yalakalık. 
Gerisi hikaye. 

Genel algı ‘güç’ odaklı olduğundan. 
Menfaate dayalı anlayışın hakim kılınıp.
Toplumsal beklentiler ‘ağır’lama ile 
geçiştiriliyor. 
Yiyelim. 
İçelim. 
Birbirimizi övelim. 
Yeter mi? 
Yeter. 

Siyaset. 
Bürokrasi. 
STK. 
Kanıksanmış bir şekilde. 
Gelinen nokta ‘ağır’layalım abi diyerek.
Sonuca varılıyor. 

Eş, dost, akraba.
Ahbap çavuş ilişkisi. 
Fırsat bulundu mu? 
Değil ihtiyacı olan. 
Yandaş malı götürüyor. 
‘Üslup’ kılıfıyla. 
Çözüme varılıyor. 
İyi mi? 

Saygı, sevgi denen unsur. 
Çıkar ilişkisine dayanıp. 
Menfaate geldiğinde. 
Dünyanın bir ucunda da olsanız. 
‘Ağır’lama ile bitiriliyor. 
Yalan, yanlış. 
Aslı olmayan.
Getirisi bulunmayan. 
Bilgi ve dökümanlarla. 
Proje kafasıyla. 
Toplum ‘hiç’ ediliyor. 

Dünün yanlışlarına haykıranlar.
Bugün o yanlışlarla yol almayı yeğliyor.
Dün, kendini parçalayanlar.
Bugün makama geçip, sessizliğe bürünüyor.
*
Bizde ki bu ‘ağır’lama.
Bizde ki bu 'mantık' hakim oldukça. 
Yandaş odaklı çalıştıkça. 
Bürokrasileşen siyasi. 
Siyasileşen bürokrasi. 
Yer aldıkça. 
‘Ağır’lama kültürü hiç bitmeyecek. 
*
Anlatabildim mi?