Siyasete sınır çizen ahali.
Siyasetçiye ateş püskürüyor.
Seçim zamanı gelip, gezdiklerine.
Oy istediklerine dem vuruyor.
Doğrudur.
*
Herkes ektiğini biçer.
Yozgat’ta siyasette ektiğini biçiyor.
O kadar.
*
Etkisel tepki gösterme çabası.
Sahipsizliğin.
Yalnızlığın.
Sert dönüşünü gösteriyor.
Hareket etme noktasında.
Karar verme anında.
Duygusal ve tepkisel bakıldığından.
Bunlar yaşanıyor.
İyi mi?
*
Mevzuyu iyi kavrayıp.
Algılamayı da ona göre yapmak lazım.
Bodoslama gidip.
Duvara tosladığınızda.
Geriye dönüşünüz olmayacaktır.
Olmuyor.
*
Siyasetçiden.
Daha doğrusu seçtiklerinizden ne bekliyorsunuz?
Önce bunu belirlenemeniz lazım.
Genel siyaset yapanla mı?
Yoksa yerele inip.
Yozgat sevdalısı olanla mı?
Dertleşeceksiniz.
Sizi anlayanla mı?
Yoksa sizi ‘oy potansiyeli’ olarak görenle mi?
Merkezi atlayıp bölgesel yapanla mı?
Yoksa ‘burası da benim’ deyip, mücadele edenle mi?
Yozgat’a geldiğinde halk arasına girenle mi?
Yoksa halktan kaçmak için gayret gösterenle mi?
Karar sizin.
*
Siyasetin sınırı yok.
Çizilmemiş.
Herkes siyaseti bildiğinden.
Kolay yükselme olarak bakıyor.
Bildiği, kendisiyle alakalı.
Diğer taraf boş.
Ama.
Siyaset yapabilmek önemli.

Yozgat ikiye bölünmüş ise.
Tarafgirlik.
Grupçuluk. 
Yandaşlık.
Yalakalık.
Adamına göre muamele başlamışsa.
Ahbap çavuş ilişkisi gelişmişse.
Babadan oğula misali.
Kamu kurumlarına atama yapılır ise.
İrade, idare ediliyor demektir.

Mevzuya gelirsek.
Yozgat’ın beklentisi.
Kentin gelişimine ışık tutacak yatırımlar.
Böyle bir yapısal beklentide.
Kentin kangren sorunları da araya sıkıştırıştırılmalıdır.
Yani.
Yollar ölüm kusuyor.
Bürokrasi bildiğini okuyor.
Tarım geriliyor.
Yozgat bitiriliyor.
İşte çözümlenmesi gereken topyekün sorunlar.
Siyasete sınır çizerken.
Yozgat kendi sınırını da belirlemeli
Yoksa.
Atılan adımlar ‘boş’ şekilde geri döner.
*
Anlatabildim mi?