Bizim farklılığımız 'farksız'lığımız.
İyi bakan, iyi görür derler.
İyi bakıyoruz.
İyi mi?
*
Yozgat ‘ayak’lanacak bir şehir değil.
İsyan manasında değil ha.
Ekonomik. 
Duygusal boyuttan.
Kendine yetmediği gibi.
Hep beklenti içerisinde.
Birilerinin et atması hayalinde.
Armut piş, ağzıma düş misali.
*
Yozgat’ın yazı farklı geçmiyor.
Durgun.
Hareketsiz.
Cansız.
Turist çekecek kent olmadığından.
Gelenler bile ‘yavan’ kalıyor. 
Otoparkı neden gösterip kaçan bile var.
Şöyle uğrak verip.
Hal, hatır sorup.
Büyüklerinin elleri öpüp.
Akdeniz’e kayanlar var.
*
Gelenler şaşkın.
Bıraktıkları Yozgat’ın değişmesine dem vuruyor.
Kimisi dertleniyor.
Kimisi isyan ediyor.
Kimisi ‘yeter’ dercesine.
Yozgat’ın geri kalmışlığına şikayetçi oluyor.
Çevre vilayetleri sayıp.
Yozgat ile karşılaştıranlar.
Farkı anlatıyor.
Geçtikleri yollardan, gelişen kentlere atış  yapıyorlar.
 * 
Yaz havasında Yozgat’ı konuşmak iyi geliyor.
Ancak.
Olumsuzluların öne çıkıyor olması da.
İnsanı derinden yaralıyor.
Kentin büyümesi.
Gelişmesi.
Kalkınması.
Öncelik olarak beklenirken.
Aynı şeylerin yapılıyor olması.
Dikkat çekiyor.

Yozgat halen kaldırımlarla.
Alt yapı ile.
Yollarla.
Anılıyor ise.
Varın gerisini siz düşünün.
Yerel yönetimin bakışı.
Bürokrasinin ihaneti.
STKların vurdumduymazlığı.
Vatandaşların ilgisizliği.
Esnafın durumu kabullenir edası.
Yozgat’ın hak ettiğini yaşıyor gerçeğini aktarıyor.
Gerçek maalesef bu.
*
Böyle olumsuzlar içerisinde.
İyi tarafları gören olmadı mı?
Olmaz mı?
Çamlık dolup, taşıyor.
Oturacak kamelya.
Gezilecek alan bulunamıyor.
Gurbetçiler.
Çamlığa çıkıp.
Şehrin göz tırmalayan görüntüsünden böyle  kaçıyor..
Muhteşem görüntü içerisinde.
Doğa kollarına kendilerini bırakıyor.
Tüten mangal dumanına.
Semaverin karışımı.
İnsanların ruhunu okşuyor.
Bir ara şehre bakıp.
İsyan etseler de.
Çamlıkta rahatlığı hissediyor.
*
Anlatabildim mi?