Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz sonrakiler de yanlış gider
Yozgat futbol kamuoyunun  başına gelen de budur.
Halı saha da top oynarken kendisi şampiyonlar ligi finalinde oynuyor zannetmesi.
Gerçeklikten çok uzak hayaller dünyasında bir türlü çıkamaması.
Peki bu insanlar neden her dönem mutsuz…
Neden her dönem çilekeş…
Taraftara  yazık, tek kelimeyle yazık…
Ve fakat onların duygularıyla oynayan insanlar var.
Her neyse gelelim esas konuya…
Ve gerçeklere…
Yozgat Belediyesi Bozokspor diye bir takım var.
Şehrimizin takımıdır.
Lakin şehrin takımı değildir.
Futbol tarihinde bunu çok gördük.
Esas takımın bir nedenle alt liglere düşmesinden sonra çıkan yeni takımlar şehrin takımı olma hüviyetine kavuşamıyorlar.
Örneğin Kocaelispor…
Amatöre kadar düşün takım başka bir takım altında devam etmeye çalıştı ama hepsini silip tekrar ana isimle devam ettiler.
Kayserispor, Kayseri Erciyes ile devam etmedi, takım isimleri takas etti.
Bu örnekler daha da artar.
Demem o ki bizim gibi şehirlerin sadece bir takımı olur. 
Bu da eski alışkanlıkların eseridir.
Başına sonuna ne koyarsanız koyun adı hep “Yozgatspor” kalacaktır.
Bunun dışında hiçbir takım hangi ligde olursa olsun “Yozgatspor’un” yerini alamaz.
Bu demek değildir ki Belediye Bozok sporu desteklemiyoruz.
İkisi birbirinden farklı konular.
Desteklemek…
Sahiplenmek…
Destekliyor olabiliriz ama kimse sahiplendiğimizi söyleyemez.
Belediye Bozokspor bundan önce yüzlerce takımın başına gelmiş olan şey başına gelecektir.
Bir diğer gerçekte 3’üncü lig takımının lige başlayabilmesi için 40 milyon lira gibi bir bütçeye sahip olması.
Bu sadece ligde tutunabilmek için. Şampiyonluk için çok daha fazlasına ihtiyaç olacak.
Kendi yağında kavrulan bir şehrin her yıl 40 milyon lira bulmak akla mantığa çok uygun değil.
Bu rakamın yarıdan çoğunu bu kulübü yönetenlerin masaya  koymasını gerekir.
“elini taşın altına koymak” dedikleri budur.
Üzerini tamamlamak için milletten, iş adamlarından, kamudan, ya da kurumsal firmalardan talep edecekseniz, mutlak bir şeffaflığa sahip olmanız gerekir.
Kamuya açık platformlardan aldığınız paraları kuruşu kuruşuna ilan etmeniz gerekir.
Buda yetmez harcadığınız yerleri de gerekirse dekontlara kadar açıklananız gerekir.
A iş adamından 1 milyon aldık. Topçulara şu kadar para yatırdık, otele şu parayı verdik.
Kombinelerden şu kadar topladık, yemeğe şu paraları ödedik falan filan.
Piyasadan para topluyorsanız bunu yapmak zorundasınız.
Yok zaten tüm parayı yönetim cebinden harcıyorsa kimseye hesap vermek zorda değil.
Ama siz ihtiyaç duyulan parayı iş adamlarında, kombinelerden, bağışlardan topluyorsanız kuruşu kuruşuna bunları açıklamak zorundasınız.
Bu hem para yatıranların bağışçılara ferahlık verir hem de yeni bağışçılarında yolunu açar.
Haydi hepsi bir tarafa…
Bu yıl istenilen parayı buldunuz…
Seneye ne olacak…
Para nerden bulanacak…
Bu Yozgat her sene bu parayı nasıl verecek?
Kayseri’nin, Bursa’nın toplayamadığı paraları biz nasıl toplayacağız.