Sanırım 90'lı yılların başıydı.
Kanımızın kaynadığı.
Laf dinlemediğiniz dönemdeyiz.
Gençliğin baharındayız.
Gençlik işte.
Saçlar uzun.
Rüzgarla birlikte dağılıyor.
Göbek falan da yok.
Tığ gibiyiz.
*
Siyasetin tantanalı dönemi.
Bir lider gidiyor.
Bir lider geliyor.
Hepsinde Cumhuriyet Alanı'nın tam
ortasındayız.
Elimizde bayraklar.
Siyasetin neferiyiz.
İyi mi?
*
Yine yakıcı bir gün.
Siyasetin babası Süleyman Demirel'in programı var.
Miting hazırlıkları tamam.
Bugünki gibi 'geniş güvenlik' önlemleri falan yok.
Biz yine alandayız.
*
Sabah saatlerinden itibaren yerimizi aldık.
Bekliyoruz.
'Baba'nın geleceği yok.
Bekliyoruz.
Saatler geçti.
Artık vatandaş dağılmaya.
Alanı boşaltmaya başladı.
*
Güneş bir taraftan.
Açlık diğer taraftan.
Sıkıldık.
Tam o sırada.
Otobüs üzerinde birisi.
Eline mikrofonu aldı.
Başladı halkı coşturmaya..
Geliyor...
Geliyor...
Geliyor...
Halk toparlandı.
Coşku tavan yaptı.
Millet sağa/sola baktı.
Bir şey yok.
Kafalar semaya çevrildi.
Yine bir şey.
*
Geliyor...
Barajlar kralı Demirel geliyor...
*
Meğer, mikrofonu kapan birader.
Şiir okuyormuş...
*
Maziye daldım.
Geliyor.
*
Farklı bir anlayış hakim.
Değişimi.
Yenilenmeyi.
Yaklaşımları.
Kişi algılayıp.
Toplumsal bütünlüğü hiç ediyoruz.
*
Yenilik.
Zihniyet değişimi.
Yozgat için önemlidir.
Yozgat için milattır.
Yozgat için ufuktur.
Yozgat için yarındır.
Yozgat için gelecektir.
Yozgat için değişimdir.
Yozgat için kalkınmadır.
Yozgat için ekonomidir.
Yozgat için sosyaldir.
Yozgat için kültürdür.
Yani.
Yozgat için herşeydir.
*
Anlatabildim mi?