Dün bir paylaşıma denk geldim.
Yozgat Belediyesi’nin bir paylaşımı.
Oldukça duygulandırdı beni.
Es geçmem imkânsızdı.
Yazmasam konuşmasam ar ederdim.
Vatandaşın bir tanesi belediyeye mesaj atmış.
Kazım Arslan’ın vakti zamanında uygulamaya başlattığı WhatsApp adresine mi yoksa sosyal medya hesabına bilemiyorum.
Vatandaş bir fotoğraf göndermiş.
Sabah saatlerinde çekildiğini tahmin ettiğim fotoğraf karesinden okula gitmekte olan çocukların çamur içinde ve çamura batmamak için yolda yürüdüklerini gösteriyor.
İhbarda bulunun vatandaş da bunu çok güzel ifade etmiş. Nerde bu devlet dememiş.
Üzüm yemek istemiş vatandaş. Bağcıya bakmamış…
Birileri gibi çemkirmemiş bağnaz bir siyasi emelin peşinde koşmak adına…
Haberiniz olsun demiş.
Çağrı cevapsız kalmamış..
Belediyenin ilgili birimleri olaya hemen dahil olmuş.
Ve gereğini yapmış.
Hababam sınıfının o klasik müziği eşlinden bir sorun bir mutluluğa dönüşmüş.
Dün unuttuğumuz bazı şeyler tekrar yaşanmaya başlıyor sanki.
Oysa tabela aynı…
Müdürler aynı…
Çalışanlar aynı…
Lakin vatandaşın derdini çözüm üreten zihniyet bambaşka.
Çocuğa dokunan, onların sorunlarını çözen her adım çok kıymetli.
Ve onlar sandıkta kimseye oy atamıyorlar.
Çocuk için atılan her adım çok kıymetli.
Nedense duygulanıyor insan.
Her şeyden bağımsız ifade ediyorum bunu.
Çocukları mutlu eden kimse bence öbür dünyada yeri hazırdır.
En güzel makamlarda en güzel katlarda…
Bir laf vardır. Çocuk gülerse dünya güler diye…
Katılmamak, inanmamak elde değil.
Valla bizleri boş verin…
Yeter ki çocuklarımız mutlu olsun her derdimiz gerekirse yerinde dursun.
Hani bugün çıkmış bir durumda değil bu bakış açısı…
Dünden böyle olduğuna şahitlik ettik.
Sayın Kazım Arslan mazbatayı almadan kolları sıvamış.
Başkası olsa 40 gün sürecek körler sağırlar birbirini ağırlasın merasimlerinden kaçmış.
Çocuk şenliği ile yine çocuklarımızın yüzlerini güldürmüştü.
Kimse kusura bakmasın.
Sezar’ın hakkı Sezar’a…
Daha iyileri olursa…
Çocuklarımız için daha güzeli yapılırsa onları da yazarız.
Yeter ki onları düşünen vizyoner bir zihniyet olsun.
Yoksa dünya üzerinde inşa etmeye çalıştığınız yollarda köprülerde mutsuz çocukların olması hiç amaca ulaşmayacaktır.
Yollar, yatırımlar çocukları ulaşmayacaksa, mutlu çocuklar oluşturmayacaksa saraylar dikseniz nafile…
Sadece çocuklar da değil elbette.
Hizmet dediğiniz şey milleti mutlu etme sanatıdır.
Bu sanatta ne kadar iyiyseniz o kadar varsınız.
Bir gün toprak olup gidersiniz.
Lakin bıraktığını hoş bir eda kalır bu dünya da…
Söyleyeceklerim bu kadar.
Kalın sağlıcakla…
ÇOCUKLARIN MUTLULUĞU ALEMİN MUTLULUĞUDUR
Soner TUMGAN
Yorumlar