Herkese iyi haftalar diliyorum.
Daha öncede yüzlerce kez belirttiğim gibi ramazanda köşe yazmak zor.
Hayır normalde de zor ama Ramazanda ekstra zor.
Ne farkı var.
Konsantrasyon…
Odaklanamama…
Kan şekeri…
Uyku düzeni.
Her insanın kendi bir rutini var.,
Bu rutinin dışına çıktığında kuyruğu kesik kedi gibi oluyorsun.
Bizde de farklı değil.
Biraz kurnazca oldu biliyorum ama bu yazı yazamayışımın yazası.
Nasıl bir paradoksa…
Ünsüzlüğü ile ün yapmış ünlü gibi…
Ramazan 15 gün olsa ne güzel olurda.
Bir zaman sonra sünmeye başlıyoruz.
Üstelik bu güneş de bizden yana değil.
İftar vaktine her gün dakika ekleyip duruyor.
Sahurdan eksiltiyor, iftara ekliyor.
Bugün orucun kaçıncı günü bilmiyorum ama sanki çok uzun zamandır oruçlu gibi hissediyorum.
Yaştan olsa gerek…
Nede olsa 50’sine merdiven dayadık.
Gazetenin kullandığı foto bir iki yıl öncesine ait.
Birazda fotoshoplu…
Bakmayın siz ona…
Kaporta çizik.
Motor sağlam…
Şanzıman eli kulağında…
Ha değim gibi…
Yaş biraz zorluyor.
Şu ihtiyarları çok takdir ediyorum.
Helal olsun onlara…
Eğer gizli gizli orucu yemiyorlarsa vallaha helal olsun onlara…
Ya araya laf girdi.
Ben nasıl 50 olduysam sınıf arkadaşım akranım Çetin Mermertaş’ın 38’inci yaş günü kutladık.
Bilim adamları bunu da açıklarsa sevinirim.
Dedim ya yaş elli…
Allah bilir ama şurada kalmış sağlıkla yaşayacağımız 5 yaz 5 kış daha…
Anlamsız bir senaryonun oyuncusu gibiyiz.
Ya da yanlış bir öykünün kahramanı…
Diğer yanım ise 40 dan sonra diye başlayan bir söze kapılıyor.
Özetle;
Ramazan keşke 15 gün olsa…
İhtiyarlara helal olsun…
Çetin bey nasıl 38 oldu…
50 yaş sıkıntısı…
Son tahlilde başlığı görüp şaka yapmak isteyenlere “bu ramazan 29 gün diyorlar” haberiniz olsun.