Hemen cevap veriyorum;
Hiçbir zaman.
Zira o bölgede barış ve huzurun gelmemesi için mücadele eden bir dünya var.
Amerika’sı…
İsrail’i
İngiltere’si
Fransa’sı
Avrupası…
Daha bilmediğiniz bir türlü güç…
Eskiden sadece kıt aklımızla petrol davası diyorduk bunca yaşanana.
Ama içinde etnik köken…
Dinler…
Madenler…
Devletlerin ütopyaları…,
Bazı devletlerin deneysel çalışmaları…,
Hiç ama hiç bitmeyecek.
Bundan dolayı gerek Suriye de gerekse bölgede top yekûn bir barış ve huzurun inşası akla ve mantığa çok uzak geliyor.
Haberlerde görüyorsunuz.
Esad sonrası ülkeyi bir grup ele geçirdi.
Adına geçici yönetim dediler.
Ama Suriye de bir harita yayınlıyor. Suriye dışında her devle her millet, terör örgütleri, azınlıklar, başka ülkelerin vekil tayine ettiği diğer örgütler…
Nasıl çıkacak bunun içinden.
İşgal.
Kurtulmuş topraklar.
Tampon bölgeler…
Özerk bölgeler…
Üstelik ortada bir devlet aklı da yok.
Yöntem çizecek ve uygulayacak.
Şu bahsi geçen Suriye de ki yeni hükümetin birçoğu Türkiye’den gitmiş…
Türkiye de okumuş…
Onların ülke için demokrasi hedefine ulaşabilirler.
Muhtemelen bizim dış işleri, mit gibi organlarımızda sanki geçici hükümete mihmandarlık yapıyor gibi.
Kağıttan okunan bazı açıklamalar sanki bizim toprakların kaleminde çıkmış gibi…
Her neyse…
Topla..
Çıkar…
Böl…
Çarp…
Yine dört bir yanımız sorunlarla  çevrili…
Heydi’nin ülkesine komşu olsak bu şansızlıkla eminin oraya da atom bombası atarlardı.
Bizi içine çekmek istedikleri girdaba bazen kapılıyoruz ama geri çıkmasını da başarıyoruz.
Bu seferde öğle olur inşallah.