İnsanın içi acıyor.
Yerel bazda gelişim ve ilerleme umut ederken, bugün ortaya konulmak istenilen çelişki can sıkıyor.
Mesele seçim ya da seçimi kazanmaktan ibaret değildir.
Mesele Yozgat’ın ta kendisidir.
Yozgat adına bir şeyler yapılmak isteniyor ise söylem ile eylemin birbirini tutması, tamamlaması gerekmez mi?
Malum.
Mayıs seçimleri geride kaldı.
Beklentiler.
Talepler.
İleriye dönük umutlar.
Bir bir aktarılıyor.
Yeni dönemin vekillerine iletiliyor.
Eksik olabilir.
Fazlası da.
*
Gerçekçi olmak lazım.
Yozgat’ın kaybedecek zamanı.
Boşa harcayan bir anı bile kalmamıştır…
*
Söylem ile eylem birbirini tutması lazım.
Dün farklı bugün farklı algısı ortaya konuyor ise vah Yozgat’ın haline…
Gelecek adına ‘umut’ların ekildiği bir dönemde yerel gelişimde öncelik olmalıdır.
*
Dün kişisel beklenti veya kazanç içerisinde Yozgat projelerine karşı çıkanlar.
Bugün yapılması gerekliliğini ortaya koyuyor.
Bunun siyasal etik açısından bir karşılığının olmadığı kanısındayım.
Bu yüzden yanlışlar üzerinden siyaset yapmak ‘vefasızlığı’, ‘ayrışmayı’, ‘gruplaşmayı’ ‘kutuplaşmayı’, ‘samimiyetsizliği’, ‘güvenirliği’ ortadan kaldırıyor.
Bunların sebebi sensin Sebastian demek geliyor içimden…
Ama ne günahı var?..
*
Siyasal beklenti.
Kişisel çıkar.
Menfaat.
Bencillik.
Ego.
Kibir.
Güne dair yol almak falan.
Geçmişin izinden bugüne.
Yozgat'ın kara talihi.
Yarın, bugünden farklı olsun.
Ama...
Zor görünüyor.
*
Yolun başlangıcı önemlidir.
Anlatabildim mi?
YARIN BUGÜNDEN FARKLI OLSUN...
Çetin MERMERTAŞ
Yorumlar