Yozgat’ta kurumsallık tartışılır.
Yıllardır öne çıkarılar.
Ekip yada birliktelik olgusu.
Belli bir süre sonra.
Sistemin getirdiği anlayış ile.
Kişisel açılımı öne çıkarır.
‘Biz’ diye başlayıp.
‘Ben’ ile sona gelinen süreç.
Artık bir tükenmişliğin göstergesidir.
Acı ama gerçek.
Yerini.
Haddini.
Kurumunu bilmeyenler.
Sonunu böyle hazırlar.
Bilin.
*
İş bilmezliğini.
Makamperestliğini.
Küçük hesaplarını.
Bencilliğini.
Çıkarcılığını.
Menfaatçılığını.
Gizlemek adına adım atan yöneticiler.
Hatalarını da hatalarla kapatmayı tercih ediyor.
Kendisini aşağıya çekerken.
Yönettiği kurumu da kendiyle birlikte götürüyor.
Yetmezmiş gibi.
Temsil ettiği kesimi de aynı noktaya çekiyor.

Aslında Yozgat’ın sorunu da bu.
Yalan, yanlış bilgilerle.
Birilerinin gazıyla.
Ben bilirim edasıyla.
Makamın getirdiği güvenle.
Yanındakilerinden bile hoşnut olmayan.
Kerhen bulunduğu kişilerle.
Kurumu yöneteceğini.
Kurumu idare edeceğini.
Kurumu ileriye taşıyacağını.
İddia edenler.
Maalesef, sorunun başı haline geliyor.
Böyle bir ortamda.
Kurumun kendi sorunu çözmesi beklenebilir mi?
Hayır.
O zaman.
Yozgat’ta bir şeylerin değişmesi isteniyorsa.
Kurumların.
Kuruluşların.
Başındaki insanları iyi seçmesi.
Değerlendirmesi lazım.
Yozgat için bu bir adımdır.
Başarılı olunursa.

Kurum yöneticilerin.
Makampererstlerin.
‘Ben’ ile ‘Biz’ arasındaki dengeyi iyi kurması lazım.
Özellikle küçük şehirlerde önemlidir.
Ucunu kaçırdığınızda.
Başka yerlere çektiğinizde.
Sonucuna da katlanmak zorunda kalırsınız.
Yozgat’ta böyle yapıya sahip.
Temsil ettiklerinden çok.
Kendiyle mücadele eden.
Kimlik mücadelesi veren.
Yöneticilerle idare ediliyoruz.

14 MAYIS bunun için önemlidir.
Rutin seçim olarak bakılmamalıdır.
Değişimin.
Yenilenmenin.
Yeni sistemin tarihidir.
Siyasallaşan bürokrasi.
Bürokrasileşen siyasi.
Kendi net bir şekilde görecektir.
*
Anlatabildim mi?