Tarım bakanlığı sitesine bir liste koydu.
Sağlığa zararlı ürünler ve hileli ürünler.
Liste de herkesin bildiği bir köfteci de yer alınca başladı derin bir sancı.
Zira yüzlerce şubesi ucuz ve hızlı servise sahip bir köfteciye gitmeyenimiz yok gibi..
Bakanlık diyor ki aldığımız numune de domuz etine rastlandı.
Hayda…
Neden niçin nasıl
Hangi şube de…
Merkez de mi?
Nerden çıktı.
Ne zaman çıktı.
Bizi niye şimdi söylediniz…
Ne güzel yiyorduk.
İğrenenler…
Günaha girdim diyenler…
Olur mu öğle şey diyenler…
Tamam, tespit ettin…
Sonuç nedir!
Tespit ettiğin bu köfteci ve diğer ürünler ya da işletmelere ne yaptın…
Para cezası verip bir daha yapmamı dedin!
Bunlar hala açık değil mi?
Açık?
Ürünlerin satışı devam ediyor mu?
Ediyor.
E yarım bıraktın o zaman sen bu işi…
Attığın taş belki bizi ürküttü ama kuyunun dibine ulaşmıyor.
Madem böyle bir şey var sadece köfteci için konuşmuyorum hepsi için diyorum kapatsana buraları…
Kendileri aklayana kadar faaliyetlerini durdursana…
Gücün yetebiliyor mu?
Piyasaya yayılmış ürünleri toplatabiliyor musun?
Bu firmalar esasında kara listeye alınıp faaliyetlerine devam edebilmeleri için her gün numune vermeye zorlanmalıdır.
Hani şu adli kontrol denilen şey var ya her gün ya da sık aralıklarla karakola gidip imza veriyorlar ya, aynısı bunlar içinde geçerli olamaz mı?
Tamam tespit var da sonuç nedir?
Toplumun ruh sağlığını da düşünmek lazım.
Uğur Dündar bir dönem bunlar kafayı takmıştı.
Gidiyor baskın yapıyor, sonra da mühürletiyor sonrasında işletme kendisini düzeltince tekrar faaliyete geçiliyordu.
Tabii orda ana konu hijyendi…
Ardan çok zaman geçti.
Şimdi hijyenik ortamlarda baharatlara gıda boyası koyuyorlar…
Saf zeytinyağı deyip içine başkaca yağlar ekliyorlar…
Kıymanın içine domuz eti karıştırıyorlar…
Hepsi son derece hijyenik…
Kafalarda bone var…
Yerler cilalı…
Lakin sonuç ortada …
Allah’ım sen bizim aklımıza mukayyet ol.
Daha neler neler göreceğiz.
Göreceğiz de cezalar caydırıcı olsa belki liste bu kadar kabarık olmaz.
Üç kuruş daha kar edilecek diye milletin sağlığıyla oynanmaz.