Bu hafta sıvı tüketim alışkanlıklarımızdan yaşam kaynağımız olan su ve diğer sıvı içeceklerin bizlere sağlıklı ve steril şekilde ulaşmasını sağlayan içecek ambalajlarının taşıyacağı bir özellikten DEPOZİTO İADE SİSTEMİ’ nden bahsedeceğim.
Geri dönüşebilen fakat ne yazık ki olması gereken ölçüde geri dönüşüme kazandırılamayan atıkların büyük çoğunluğunu içecek ambalajları oluşturuyor. Piyasaya sürülen yıllık ortalama 40-50 milyar içecek ambalajının yüzde 50'sini geri toplayabilmeyi hedefleyerek içecek ambalajlarının temiz toplanarak kaynak geri kazanımında kullanılabilmesini sağlayacak altyapının oluşturulması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) NOVA Teknoloji Transfer Ofisi iş birliğince gerçekleşen açılış toplantısında fitili ateşlenen "Türkiye Depozito İade Sistemi Projesi (TÜDİS)” yapılan çalışmalar, araştırmalar, çalıştaylar toplantılar neticesinde bu konunun ve çevre ile ilgili birçok başka diğer faaliyetlerinde yürütücüsü olması adına 24 Aralık 2020 tarihinde  TBMM'de kabul edilen ve 31350 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7261 sayılı kanunla Türkiye Çevre Ajansı kuruldu.
Aaa Biz Küçükken Kola Şişelerinde Vardı !
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen çevre strateji ve politikaları doğrultusunda kurulan ajansın gerçekleştireceği faaliyetlerin başında gelen Depozito Yönetim Sistemi dolayısıyla depozitolu ambalaj aslında tüketiciler olarak bizlerin aşina olduğu bir konu.
Ben herhangi bir ortamda ne zaman bu konudan bahsetsem “aaa biz küçükken kola şişelerinde vardı depozitooo…” şeklinde tepkiler alıyorum. Ya da yurtdışından gelen tanıdıklardan alınan duyumlardan, yahut bizzat kendi gidip deneyimlediği için aşina olunan Depozito İade Sistemi yakın zamanda ülkemizde de aktif bir şekilde uygulanacak. 
Alt yapı ve sistem çalışmaları devam eden bu sistemin şimdilik 2025’te uygulanmaya başlayacağı öngörülüyor.   
Peki mesleğimin ya da şöyle diyelim çevre konusunun envai çeşit konusu varken beni en çok heyecanlandıran konu neden depozito?
Sıfır Atık Projesi’nin ilk zamanlarından beri takipçisiydim. Hanımefendi Sn. Emine Erdoğan himayelerinde başlayan Sıfır Atık Projesi’nin tanıtımının yapıldığı İlk Sıfır Atık Zirvesi, Kocaeli’ de gerçekleşen İlk Sıfır Atık Festivali vb. etkinliklerde edindiğim bilgiler ve gözlemlediğim “farkındalık ve bilinçlendirme” ihtiyacı beni atık yönetimi özellikle sıfır atık yönetimi konusunda tüm paydaşlarla “karar verici, uygulayıcı, tüketici …” arasında ortak bir dil oluşturma arzusu geliştirdi. 
Bu arzuyla da Türkiye Çevre Ajansı’nın Ankara Kızılcahamam’ da Sıfır Atık ve Depozito Yönetim Sistemi Pilot Uygulama Bölgesi verileri ve yurt dışı uygulamaları verileri üzerinden araştırmalarını yaptığım depozito yönetim sistemi hakkındaki yüksek lisans tezimle ülkemize bu konudaki ilk akademik çalışmayı kazandırarak fayda sağlamış olma düşüncesi beni heyecanlandırıyor.
Doğru atık yönetimiyle hayatımıza giren Sıfır Atık Projesi ile kaynağında ayrıştırma prensibinde evlerimizde, iş yerlerimizde hastanelerde, eğitim kurumlarında kamu kurumlarında kısacası zaman geçirdiğimiz her yer için ülke geneli bir gayret var evet. Ama vatandaşlarımız yani biz tüketiciler için en teşvik edici, kolay uygulanabilir ve hemen sonuç alınabilecek olan sistemin Depozito Yönetim Sistemi olduğu inancındayım.
Çünkü diğer atık türleri ile ilgili birazcık belki olumsuz yönde inisiyatif kullanarak atığımızı doğru yönetmeyiz ama DYS de “kirleten öder” prensibine dayalı olarak günlük hayatımızda içecek aldığımız andan itibaren somut bir sorumlulukla karşılaşacağız. 
Nasıl mı?
Ürünün satış noktasına geldik, ürünü aldık, ödemeyi yapmak üzere kasaya vardık. Ödemeyi yaptığımız anda hoop sistemin içindeyiz. 
Ürün fiyatına ek olarak depozito ücretini de ödeyerek aldığımız ambalajlı içeceği kullandıktan sonra ambalajını iade noktalarına ulaştırana kadar sorumluluk biz tüketicide.
İki ihtimal var, ürünü kullandıktan sonra ambalajı iade noktasına götürmek ya da götürmemek.
Önce iade noktasına ambalajı ulaştırmadığımız ihtimal üzerinden bakalım, zaten 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Kirleten Öder.” ilkesine göre sen iade etmeyen kardeşim o ürünü bu sisteme dahil etmediğin için doğal olarak onu uygun olmayan bir yerde değerlendiriyorsun gelişi güzel atıyorsun, doğayı kirletiyorsun anlamına geliyor o nedenle depozito ücreti yandı geçmiş olsun.
Diğer ihtimalde ise bilinçli tüketici olmayı tercih ederek iade noktasına gittiğinde ürünü satın alırken ayrıca ödediğin ambalaj depozito bedelini, ürünü kullanıp ambalajla işin bittikten sonra formu bozulmadan iade noktasına götürdüğünde depozito ücretini iade alıyorsun burada vicdanen rahatlayabilirsin çünkü DYS konusunda sen üzerine düşen sorumluluğun gereğini yaptın.
Sonra ne mi olacak? Cam, plastik Türlerine göre ayrı toplanan içecek ambalajları geri dönüşüme kazandırılarak çevre iyileştirilecek, doğal kaynaklara alternatif ham madde ihtiyacı karşılanacak, çevre kirliliği önlenecek, geri kazanılabilir ürünler çöp olmayacak ülke ekonomisine katkı sağlayan bir değer olarak değerlendirilecek.
Bir içecek ambalajının depozitolu olduğunu nasıl anlayacağım diye merak ediyor olmalısın. Görsellere senin için DYS (Depozito Yönetim Sistemi) logosu bıraktım, sistem başladığında tekrar üzerine konuşuruz bu logoyu gördüğün içecek ambalajı bil ki depozitolu içecek ambalajı. Uygulama başladığında Depozito İade Makinesi ve İade Noktalarına giderek ürün satın alırken ödediğin depozito bedelini iade alabilirsin. 
Sevgili okur, 
yaşam alanında evinde iş yerinde, okulunda gün içerisinde bulunduğun yerler her nerelerse kendi atık yönetiminden kendin sorumlusun. Karar vericiler ve uygulayıcılar tarafından senin atık yönetimini ideal şekilde yapabilmen için zemin hazırlamalı evet ama “ben atıklarımı ayırıyorum ama ayrı toplanmıyor, toplarken karıştırılıyor.” düşüncesi seni bu alışkanlığı kazanmaktan alıkoymamalı. 
Haftaya görüşmek üzere