Her yeni bir başlagıcın.
Beyaz sayfa olarak adlandırılması.
Birlik ve beraberlik çağrılarıyla...
Güçlendirilmesi...
Tipik bir yaklaşım.
*
Samimiyet...
Niyet sorgusunda olmadım.
Olmamda.
Herkesin düşüncesi kendine.
*
Kin ve nefret tohumları ekerek...
Hırs ve intikam duygusuyla yol almaya çalışarak.
İtibarsızlaştırmayı.
Karalamayı.
Öncelik tutarak.
Başlangıcı oluşturmak.
Temeli çürük binayı getirir.
*
Söylem ile eylemin çelişmesi.
Meseleye...
Çözüme...
Bakış açısını yansıtıyor.
İyi mi?
*
Yozgat’ın meselesi duygusal.
Her alanda aynı.
Ötesi, berisi yok.
*
Yozgat’ın eti ne ki butu o olsun.
Yıllardır böyledir.
Bir türlü kendini aşamayan kent.
Ufak tefek atışlarla.
Geçici.
Dönemsel güçle.
Ayakta durmaya çalıştı.
Çalışıyor.
Bugünlerde de sallantı da.
Bilin.
*
Mesele açırk ve net aslında.
İnsanlar.
Kurumlar.
Kuruluşlar.
STKlar.
Kendi sorunları için biraraya gelemediği.
Gerçekçi birlikteliği sağlamadığı sürece.
Çözüm imkansız.
Çıkıp konuşmak.
Derdini anlatmak.
Sorunu masaya koymak.
Başka bir şey.
Makamın arkasına sığınıp.
Kendi işi değilmiş gibi davranmak ayrı bir şey.
Meselesi de budur.
*
Gelin, önce bunu bir çözelim.
*
Nerde, ne yapılacağına karar verirken.
Kiminle yola çıktığınıza.
Kiminle hareket ettiğinize.
Kiminle birlik olduğuna bakmanız gerekecek.
*
Yozgat’ın.
Yozgat esnafının.
Yozgat siyasetinin.
Yozgat bürokrasinin.
Yaşadığı temel sorunların birisi de budur.
Yani.
Kimse, kimsenin derdiğine derman olmadığından.
Herkes bildiğini okuyup.
Doğru sandıklarıyla hareket ediyor.
Eeee.
Gerisi malum.
Yan ağla, dön ağla.
*
Kritik bir dönem içerisindeyiz.
Geçmişte çürük atılan temel.
Bugün net bir şekilde görünüyor.
Yani.
Toplumsal konulara 'duygusal' davranıp.
'Ben' merkeziyle hareket edildiğinden.
Birliktelik olgusu yavan kalıyor.
Anlatabildim mi?