Dünya sağlık örgütleri tarafından küresel bir sağlık problemi olarak anılan obezite hakkında neler biliyoruz? Sadece kilolu insanlar mı obezdir? ya da obezite sadece fazla yemek yemekle mi ilgilidir? 
Genel olarak bakıldığında obezite yalnızca fazla besin tüketimi sonucu ortaya çıkıyor -muş gibi görünsede, hormonel bozukluklar da dahil fiziksel aktivitede eksiklik ve kas kütlesinin düşüklüğü ile de ilgilidir. 
Genetik, çevresel ve kişisel etkenler de obezitenin gelişmesinde rol oynayan faktörlerdendir. İnsan sağlığını bozacak düzeyde vücudun yağ dokularında aşırı fazla miktarda yağ biriktirmesi obezite olarak adlandırılmaktadır. insanlarda vücuda alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasıyla birlikte yağ dokusu artışı ortaya çıkar. Buna karşın aslında normal kiloda olan ve  kas kütlesi düşük olup, yağsız doku kütlesi ile yağ doku kütlesi göz önüne alındığında bireyde yağ doku oranı olağanın üzerinde ise bu kişi de de obezite riski mevcuttur. Hatta anormal derecede yağ doku fazla ise bu kişide obez sayılır çünkü tekrar etmek gerekirse obezite vücudun yağ dokuyu normalden fazla biriktirmesi durumudur. Yani bu durumda obezite aynı zamanda kas kütlesi yetersizliği sonucu da ortaya çıkar. 
Enerji dengesi ve iştah düzenlenmesinde hormonlar oldukça önemlidir. Yağ dokunun artışı bireyde insülin direncini ortaya çıkarabilir. Bu durum ise bireyin yağ doku kaybını engelleyen bir etmendir. Obezite ile beraber hayatımıza kronik hastalıklar da dahil olmaya başlar. Hipertansiyon, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar bunların başında gelir. 
Peki bu riski azaltmak için ne yapmalı? 
Düzenli ve dengeli beslenmek hormon salınımında önemli rol oynar. Sürekli ve dengesiz beslenmek ise hormonlarımızı olumsuz etkiler. 
Örneğin insülin hormonunun dengeli salınımı vücuttaki homeostazı sağlayan başlıca etmenlerdendir. Yemek aralarında atıştırmalık olarak adlandırdığımız ve öğün arasını uzatmak için tükettiğimiz besinler (kraker, kurabiye, kek vb.) vücutta insülin hormonunun sürekli salınmasına sebebiyet verir, sürekli salınan insüline karşı ise vücut direnç geliştirir ve hücre reseptörleri duyarlılığını kaybeder. Bu durum ise aniden gelen açlık krizlerine, doyma hissinin azalmasına ve hatta psikolojik olarak bireyin kendini duygusal açlıkta sanmasına neden olabilir. 
Sonuç olarak düzenli, yeterli ve dengeli beslenmek, yeterli fiziksel aktivite yapmak ve kas dokuyu da desteklemek obezite riskini azaltan önemli faktörlerdendir. 
Düzenli olarak kan tahlili ve vücüt analizi kontrolü yaptırmak ise farkındalık bilincinizi arttıran, hem kendi kendinizi hemde profesyonel takibinizi kolaylaştırabilecek etmenlerdendir. 
Hatırlamalısınız ki az fiziksel aktivite, aşırı gıda alımı, hareketsiz yaşam tarzı, abur cubur tüketmek ve dengesiz beslenmek bir seçimdir. 
Yani sağlıklı ve dengeli beslenip, fiziksel aktivite yaparak yaşam kalitenizi arttırmak sizin elinizde.
Şimdi kendinize sorun kaliteli bir yaşam tarzına sahip miyim? 
Eğer bu soruya cevabınız meçhulse... Sizi durduran nedir? Bedeniniz en değerli kıyafetinizdir. Onu nasıl giydirdiğiniz ise sadece sizin seçiminiz.