Yok, başkan adaylarıydı.
Yok, meclis adaylarıydı…
Hepsi bitti geçti.
Sırada ne var…
Propaganda sürecinin devamı...
İktidar “benden iyisi yok” diyecek…
Muhalefet “ ben daha iyisi yaparım” diyecek.
Seçimi kim kazanacak!
Elbette en çok oyu alan…
Peki en çok oyu kim alacak..
Partisinin lideri…
Siyasi partilerin teşkilatları..
Adayın bizzat kendisi…
Ortaya konan projeler…
Ortaya konan samimiyet…
Aidiyetler…
İdeolojiler…
Kişisel beklentiler…
Toplumsal beklentiler…
Hepsi ama hepsi bir etken…
peki adaylar ne yapıyor.
Vatandaşa ulaşmaya ve kendileri anlatmaya çalıyor.
Esnaf geziliyor.
Ev ziyaretleri yapılıyor.
Sağa solo afişler asılıyor.
Araçlar gezdiriliyor.
Sosyal medyadan bir şeyler paylaşılıyor.
Mahalle toplantıları yapılıyor.
Şu mahalle toplantıları konusunda bir iki şey de söylemek lazım.
Nüfusu on binleri bulan bazı mahallelerde 50-60 bilemedin 100 kişi ile yapılan toplantılar acaba amacına ulaşıyor mu?
Ayırt etmeksizin ifade ediyorum sanki amaçlanan ulaşılan sonuç arası da ciddi farklar var.
Toplantılara katılım sayısı mahalle nüfusu ile  birlikte düşünüldüğünde sanki yetersiz kalıyor.
Üstelik paylaşılan fotoğraflarda sanki vatandaştan çok parti teşkilat üyeleri daha çok.
Hal böyle olunca amacına ulaşmıyor gibi gözüküyor.
Ve fakat yapmazsan da olmaz…
Geride kalırsın…
Böyle tuhaf bir kısır döngü içerisine girilmiş.
Bizim mahallede bir toplantı olursa mutlaka katılacağım.  Belki paylaşımlara girmeyen başkaca şeyler olabilir.
Mesela soru cevap var mı?
İşte mahallemde şu eksik var denilince bir karşılığı oluyor mu?
Ya da mahalleye şu yapılabilir mi diye sorulabiliyor mu?
Kısacası sorunlar ya da yeni yatırımlar noktasında vatandaşa söz veriliyor mu?
Elbette seçim önceci eski alışkanlıklara ve faaliyetleri yeterine getirmek aynı zamanda değişen koşullarda göre daha farklı propaganda araçları üretmeniz gerekiyor.
Emekliler için…
Gençler için…
Çocuklar için…
Çalışanlar için…
Hiçbir döneme benzemeyen bu seçim için farklı şeyler düşünmek ve uygulamak gerekecek gibi…
Siz ne dersiniz.