Bu konuyu daha önce “Giderek Büyüyen Tehlike: Trafik Dezenformasyonu” başlığı ile 2023 yılında ele almıştım.
O yazımda şöyle bir ifade kullanmıştım: “…ama ne zaman kaldırımda yürürken arkamızdan motorlu araç gelecek mi diye düşünmek zorunda kalmayız bekleyip göreceğiz...”
O zaman da “acaba teknik terimler yeteri kadar açıklayıcı mı değil?” sorusunu kendi kedime soruyordum.
Geçenlerde akşam saatlerinde şehir merkezinde özellikle Lise Caddesi bölgesinde gezinti yaptım. Peki ne gözlemledim dersiniz?
Kulağın tahammül sınırını aşan gürültüsüyle yanımızdan geçen bir motosikletli, yaya kaldırımında kornaya asılarak ilerleyen bir başka motosikletli, yine yaya kaldırımında üzerimize hızla gelmekte olan bir diğer motosikletli, silah gibi patlayan egzoza sahip bir başkası…
Bunların hepsi toplamda birkaç saat içerinde yaşanırken toplumun tüm bunları kanıksamış olması da ayrı bir tartışma konusu.
Çevrimiçi alışverişler hayatımıza girdiğinden beri daha hızlı hareket kabiliyetine sahip olması nedeniyle motosiklet kültürü artık yok sayılamayacak kadar büyük bir sektör haline geldi. Tabi bunun yanında heyecan ve aksiyon amacıyla bu araçları kullananların sayısı da bir o kadar fazla.
Buraya kadar her şey tamam ama sorun şu ki motosiklet ve kullanıcısı sayısındaki artış ile kent içi ulaşım tesislerinin uygunluğu ve yeterliliğindeki – hem yayalar için hem iki/üç tekerlekli hem de dört tekerlekli araçlar için – artış aynı oranda olamıyor. Buna bir de heyecanı dozunun üzerinde yaşamaya çalışan kullanıcıları da eklediğinizde cadde, sokak ve kaldırımlar rahatsız edici ve güvensiz hale geliyor.
Şehir merkezinde adeta motosikletli terörizmi yaşanıyor. Kesinlikle yanlış anlaşılmasın bunlar bir görüş değil gözlem.
Şehirdeki tüm Mobese kayıtları incelensin bu konuda ne kadar haklı olduğum ortaya çıkacaktır. İşin ilginç yanı bizzat tanıdığım birçok motosiklet kullanıcısı da bu konudan duydukları rahatsızlıkları sürekli dile getiriyorlar.
Çünkü onlar da motosiklet kültürünün bilinçsiz, kural ve kanun tanımaz kullanıcılar tarafından dezenformasyona uğratıldığı düşüncesindeler.
Bu sebeple konu, üzerine eğilinmesi gereken önemli bir konu olup, özellikle şehir merkezindeki motosikletli kullanıcı kaynaklı trafik güvensizliğinin giderilmesi ve yaya konforunun sağlanması amacıyla radikal önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum.
Yukarıda bahsettiğim gibi sorun eğer kullanıcıların teknik terimleri yeteri kadar tanımadığından kaynaklı ise buradan memnuniyetle paylaşmak isterim.
2918 sayılı Trafik Kanunu’na göre motosiklet “Azami tasarım hızı 45 km/saatten ve/veya silindir kapasitesi 50 santimetreküpten fazla olan sepetli veya sepetsiz iki veya üç tekerlekli motorlu taşıtlar”ı temsil etmektedir.
Ayrıca kanunda bu “motosikletlerin yayaların kullanımı için ayrılmış yerlerde sürülmesi yasaktır” ifadesi yer almaktadır. Yine aynı kanunda “çevredekileri rahatsız edecek derecede duman veya gürültü çıkaran araçları kullanan sürücüler” hakkında cezai yaptırımların uygulanacağı belirtilmektedir.
Bahsi geçen bu sorunları kısa sürede aşacağımıza olan inancımı koruyor ve özellikle yaya konforunun kısa süre içerisinde daha yüksek seviyelere çıkarılması için gerekli adımların atılması gerektiğini düşünüyorum.
Sağlıcakla…
Yükselen Trend: Motorizm
İbrahim Aslan
Yorumlar