Bir gün bir padişah vezirine alimlerle arifler arasındaki fark nedir demiş. 
Vezir şöyle bir düşündükten sonra bunun anlamanın bir yolu vardır padişahım demiş. 
Sarayda bir akşam yemeği tertip edip civardaki tüm alimlere haber salınmış. Tüm alimler oturmuş sofraya sıra halinde. Tüm alimlere bir metrelik çorba kaşıkları verilmiş. 
Alimler şaşırsa da duruma başlamışlar çorbayı içmeye. Lakin hiç kolay olmamış. Kimi üzerine dökmüş çorbayı, kimi yerlere dökmüş. Üstüne üstelik midelerini de tam dolduramamışlar. Merasim bitmiş alimleri uğurlamaya gelmiş sıra. Alimlere kapıdan çıkarken her birine sormuşlar, aranızdan en alim hanginiz diye. Alimlerin hepsi kendinden eminmiş. Hepsi de en alim benimdir diye mağrur olmuşlar. 
Vezir kara kaplı kitabı alıp alimlerin notunu vermiş. Bir sonraki gün ise ariflere haber salınmış. Civardaki tüm alimler saraya akşam yemeğine davet edilmiş. Arifler de tıpkı bir önceki gün alimler gibi almışlar saray sofrasında yerlerini. Onlara da bir metrelik çorba kaşıkları verilmiş. Arif olan anlar diye boşa denilmemiş. Arifler bakmışlar kaşıklara birde birbirlerine. Anlamışlar vaziyeti. “Alim insan kelam eder, arif insan seyreder” sözü gereğince olsa gerek… 
Hemen her birinin karşısına başka birisi gelecek şekilde sıralanmışlar sofraya. Ortada duran çorbaya biri daldırmış kaşığı karşısında oturana ikram etmiş. Böylece ne üzerlerine ne de yerlere dökülmüş çorba. Midelerini de bir güzel doldurmuşlar. Vaziyeti gören vezir ve padişah durumdan memnun olmuşlar.
Veda zamanı geldiğinde kapından çıkarken her birine aranızdan en arif kimdir diye sormuşlar. Her bir arif aramızdaki en arif olan arkadan gelir. Her arkadan gelen ariften aynı cevap alınmış ki bu usul son gelen arife dek sürmüş. En sondaki arife de aynı soru iletilince kaçırdınız onu efendiler cevabı alınmış. Böylece padişah ve vezir sırra vakıf olmuşlar. 
Efendim kıssalar hisse almak içindir. Bu kıssada güzel bir hisse vardır. Bilmek güzeldir lakin sezmek, anlamak ve anlamlandırmak daha güzeldir. Bilmek için alim olmak gerekir ancak sezmek için arif olmak şart. 
Kalp ile kafa işi karıştırılmamalıdır. Kafa doldurulurken kalp boş bırakılmamalıdır. 
Hisseli yaşamak dileğiyle…
Kalın sağlıcakla.