Ramazan ayı yaklaşmakta.
Ramazan ayının ne güzel bir ay olduğundan bahsedecek değilim.
Oysa bahsetmek lazım.
Boşuna dememişler 11 ayın sultanı diye.
Zamanı gelince fetva vermedin ayın manevi ruhunu bir kez daha hatırlatırız.
Ramazan yaklaşırken piyasa hareketlenme de başladı gibi.
Marketlerin Ramazan hazırlığı ise bambaşka…
Ufaktan ufağa artışlar başladı.
Onlarda kendilerine göre hazırlık yapıyor.
Ramazan ayında özelikle gıda üzerinden ciddi bir tüketim oluyor.
Bunu fırsat bilen bazı marketler fiyatlarına küçük ama düzenli artışlara başladı.
Dikkat çekilmesi gereken bir konu…
Konunun muhatapları özelikle bu aylarda denetimlerini sıkılaştırmalı.
Her ne kadar serbest piyasa koşulları olsa da bizde bazı şeyleri fırsata çevirme diye bir alışkanlık var.
Körfez savaşında birden bire gaz maskeleri uçtu gitti.
Sanki bize kimyasal silahla saldıracaklardı.
Çok geçmişe gitmeliyim. Bolu da meydana gelen yangın felaketinden sonra yangın söndürücüler birden uçtu gitti.
Deprem zamanlarını hiç konuşmayalım bile…
Hal böyle olunca eski alışkanlıkları da hatırlayınca çarşı Pazar özellikle de üç harflilere bakmak lazım.
Elbette kurumsal firmaların bizim gibi şehirlerde ki şubelerinden daha çok bunların genel merkezlerine dikkat çekmek lazım.
Fiyatları bunlar oralardan belirliyor.
Şubelerde uyguluyor.
Yerel denetçiler şöyle bir bakıyorlar.
Son kullanma tarihlerine falan.
Etiket üzeri artışlar biraz gözden kaçıyor.
O zaman devreye devlet destekli işletmeler devreye girmesi gerekiyor.
Onların fiyat bazlı süspansiyonları her ne kadar sorunu çözmese de belli başlı ürünlerde frenleme yapabiliyor.
Bunları yaşadık.
Denedik de …
Bazen çözümde oldu.
Ama kararlılık bir süre sonra kendini karamsarlık olarak değiştirdi.
Erken öten horuz misali ben şimdiden bir uyarı geçmek istediğim.
Ramazan bolluk bereket ve insanın kendi ile olan mücadelesinin yanına bir de marketlerin ramazan enflasyonu üzerine olmasın.
Daha pide kuyruklarında vereceğimiz keyifli savaşlar var.
Tulumba ve ekmek kadayıfı arasında ki tercih savaşımız gibi…
Hanım verdiği sipariş listesinin dışını çıkıp açlıkla doldurduğumuz Pazar poşeti gibi…
Trafikte sıkışmış sabrımız gibi…
Uzun mesailer arasında ki uyku kaçamaklarımız gibi.
Sahura kadar taş dizmemiz gibi…
Daha bir çok işimiz ve mücadelemiz var.
Dediğim gibi en azından şu marketlerin şımarıkça ve pervasızca üstelik şimdiden ufak ufak başladıkları fiyat artışlarına dikkat çekmek istediğim.
Umarım ben dikkat çekmişimdir.
Sizde gibin bir kulaklarını çekin…
RAMAZAN NE ZAMAN?
Soner TUMGAN
Yorumlar