Dün Bolu’da bir otelde yaşanan ve sonucunda milli yas ilan edilen durumu yorumlamıştım.
Ben köşemi yazdığımda olayın ne kadar vahim olduğunu sizin gibi bende idrak edememişim.
9- 10 ölü derken esasında bir katliamın olduğunu anladık.
Yetkililer bu durumu sanki alıştıra alıştıra söylediler.
Neden böyle yaptılar anlamadım.
Ve maalesef insanlarımız ihmaller zincirinin sonucunda can verdiler.
Birçoğuda kıl payı kurtuldular.
Yaşanan bu olay sonrası aklılarda kalan birbirini suçlayan yetkililer oldu.
Belediye biz masumuz diyor.
Bakanlık sorumlu belediye diyor.
Bir köprü de karşılaşmış iki inatçı keçi gibi...
Sonuç da birçok insanımız bir yok uğrana hayatlarında oldu.
Dağılan aileler...
Perişan olmuş insanlar...
Çarşafları birbirine bağlayarak kurtulmaya çalışanlar...
Yatakları atlayacakları yere doğru atanlar hayatta kalmak için küçük ihtimallere inanlar.
Pencereden atlayanlar...
Kesin öleceğim diye...
Belki sağım solum kırılır ama belki hayatta kalacağım diyenler...
Hatta bir görüntü paylaştılar gerçekten çok utandım.
Bir tır getirmişler.
Tırın içinde ölüler...
Yakınları ölenleri teşhis etsin diye.
O tır bir tavuk firmasının...
Üzerinde kızarmış piliç resimleri...
Neresinden tutsan elinde kalacak bir durum.
Netice soruşturma açıldı.
Üç beş suçlu bulanacak...
"Sorumlular cezasını çekecek" demekle sorumluluk bizde değil anlamına gelmiyor.
Olay Kültür Bakanlığı ile Bolu Belediyesi arasında gidip gelecek.
Otel sahibi ceza alacak...
Ama hiçbir şey ölen canları geri gelmeyecek.
Başka ihmalleri...
Başka can kayıplarını göreceğiz.
Dün yine belirttim.
Bugün yineleyim.
Yangın merdiveni olmadan faaliyet gösteren bazı özel kurumlar var.
Aynı bu malum otel gibi bir şekilde ruhsat alınmış...
Bir bakın diyorum ama bir daha da demem...